8 Nisan 2020 Çarşamba

Corona Günleri 23. Gün




Corona Günleri

23. Gün


Eveeettt, bugün 11'e doğru uyandım, kendimi mutfağa attım, kahvaltıdan sonra bugünün yemeklerini yapayım biran önce bitsin bu iş dedim. Yeni öğrendiğim kereviz çorbasından tekrar yaptım, üstüne de geçen gün instada Arzu Mengülerek arkadaşım fırında patlıcanlı köfte yaptığını görmüştüm, onu yaptım, efsane oldu. Fırında pişerken kadim dostlarımdan Dilek Marşan ile telefonda görüştüm bana lavaş içine sumaklı soğan yapıp patlıcanlı köfteyi koyup ye dedi. Akşam ev halkından tam puan aldım. (Dostlarımın adını ve soyadını yazıyorum aynı isimden olanlar var, karışmasın)


Arıcıgiller
Aslında bu iş hoşuma gidiyor, ben yemek yapmayan bir insan olduğum için, yemek kitaplarından, arkadaşlarımdan ve sosyal medyadan öğrendiklerimi pişirmek her gün beni mutlu ediyor. Ama karantinadan sonra mutfağa uzunnn bir süre girmem, çalışmayı özledim, ben iş insanıyım, mutfak güzel ama her gün değil. Her gün evde yemek yapanlara saygım sonsuz, hiççç kolay bi iş değil. 

Bugün yemek pişirdikten sonra Meltem ve İzo ile dolaşmaya çıktık. Ofise gidip balkondaki çiçekleri suladık, aklım onlardaydı kaç gündür. Daha sonra tura devam ettik polise yakalanmadan ve eve döndük.

Güneş artık bizim tarafa gelmeye başladı, kışın Sisam Adası'nın arkasından batıyor şimdi bizim orada, artık bizim evin balkonundan güzel batışları paylaşırım instagramda, bazen muhteşem oluyor. Bu gece süper ay var, dün Meltem'i merak edenler, dualarınız işe yaradı ve çabuk uyudu, bakalım bu gece ne olacak merak ediyoruz. 


Dışarı çıkarken ben!
Bu evde kalışlarda umarım Türk halkı biraz daha sağ duyulu, biraz daha kendini düşünür hale gelir. Ülkemiz gerçekten çok güzel bir ülke ama tarım ve sanayi politikaları bir kenara bırakılıp tamamen inşaat sektörüne dönünce Anadolu yalnız kaldı. Her şey İstanbul'da toplandı, Anadolu insanı zaten "İstanbul'un taşı toprağı altın" mantığı ile 70'lerin sonundan itibaren göç etmeye başladı, 2020'ye geldiğimizde İstanbul'da dönecek yer, soluyacak hava kalmadı. Göç edenler hunharca yaşadılar İstanbul'u... Kapitalizm ile de Anadolu topraklarında tarım yapalım yerine Amasya Elmasını bile Güney Amerika'dan getirir hale geldik.  Bunun sonunda Anadolu toprakları bom boş kaldı. Geçen sene Kapadokya'ya gittiğimizde etrafın çok dolaştık ve tarım alanları boş, bomboştu.  Ha bi de en verimli ovalarımıza da "tarım ölsün ama kömür var termik santral yapalım", Türkiye'nin "en büyük ovaları ölebilir " politikalarımız var, Söke Ovası için ne kadar üzülüyorum bilemezsiniz. Zaten Çimento Fabrikası yaptılar, şimdi de kağıt fabrikası kuruluyor, o tamamen bir kılıf, içine enerji almak için termik santral inşaa ediyorlar, halbuki Söke Ovası Büyük Menderes Nehri'nin döküldüğü ve tüm Ege Bölgesini besleyen en büyük, en verimli ovalarımızdan biri, bilinçsizler tarafından adım adım yok ediliyor. Yazık.

Bu salgın sonrası globalleşme sekteye uğrayacak ve her ülke kendi topraklarında tarım ve üretim yapmak isteyecekler. Biz ise hala sayıları manupüle eden bir yönetim ile salgın ile savaşıyor gibi yapıyoruz. Bu tabii benim şahsi düşüncem, kimseye bi şey empoze etmiyorum. Artık ne tarım bakanı, ne sanayi bakanımız olmadığı için salgın sonrası için planlama yapıldığını düşünmüyorum. Umarım kıtlıkla karşı karşıya kalmayız. Hala raflarda makarna yok...  Bi de utanmadan Londra'da marketler boş ama bizimkiler dolu diyen insancıklar var meclisimizde, İngiltere bir ada ve adada yaşamakla ana karada yaşamak farklı olduğunu bilecek bir diplomatik ve siyasi bilgiye sahip olmayan insancıklar kaderimizi çiziyor yahu....

Ay neyse içinizi şişirdim gene ama inanın ülkemize yazık ediyoruz, çok üzülüyorum çok.  

Şimdi bir çay içeceğim çok geldi lavaş :) Hepinize iyi geceler diliyorum. Sizi seviyorum.

Tugba

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...