Migros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Migros etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Nisan 2020 Cuma

Corona Günleri 25. Gün




Corona Günleri 

25. Gün

100. GÜN

Bugün çok daraldım ve kendimi dışarı attım. Sahile doğru gittim oradan şehir içine girip ana yola çıkarken solda Enstitü Pazarı diye bir mağaza vardı, baktım önü boş hemen park ettim girdim içeri. Burası kocaman bir tuhafiye aslında, Kuşadası'nda tek. İzo, yün ve şiş alıp bir şeyler örmek istiyordu ama geç kaldığımız için bende Etamin Pano aldım iki tane iple yapılan bir de yeni bocukla yapılan çıkmış, ondan da aldım, çıktım mutlu mutlu. Yanında adliye vardı, oraya da uğradım, Meltem'in vasiliğini almak için mahkeme açmamız gerek, görevli 30 Nisana kadar kapalıyız, sonra takip edin dedi. Malum kızımız 3 Mayıs'ta 18 yaşında olacak. 

Oradan Migros alışverişi ve eve dönüş, bu kadar çok yere uğrayınca, aldıklarımı dezenfekte ettim, kendimi banyoya attım. Yoruldum walla... Banyodan sonra tartıldım, 1 kilo daha vermişim. Hem sağlıklı besleniyoruz, hiç dışarıdan yemiyoruz hem de sinirden bence kilo verdim. Neyse iyi oldu.

İzocuğumla aldıklarımı açtık, nasıl yapacağımızı planladık. Panolar bitince "Corona Günleri Hatırası" yazıp çerçeve yaptıracağız. Belki sergi yaparız evde, bir kaç tane daha yaparsak. Bu işler bizi birkaç hafta oyalar diyoruz. Haftaya havalar biraz ısınıyor, rüzgar kuzeyden gelmezse balkonda gündüzleri keyif yapabiliriz.


Bugün 100. Gün. Çin ilk olarak 31 Aralık 2019'da Corona Virüsünü dünyaya duyurdu. İlk başlarda pek de umursamadık, Çin bunun salgına döndüğünü anlayınca insanları eve kapatmasını, film izler gibi izledik. Hatta Çin'i vahşi insanlar olarak suçladık, eve insanları kapattı ve dışarıya adım atmalarına kesinlikle izin vermedi diye.

Ocak ayı böyle geçti, şubat ortalarına geldiğimizde hala işin ciddiyetinde değildik. Taaki Mart'ın ilk haftasında Avrupa'da bir takım hareketler başladı ve fuarlar yavaş yavaş iptal edildi, konserler iptal oldu, işler karışmaya başladı. İran bir anda devreye girdi ve hızlı ölümler meydana gelmeye başlayınca hepimizi ne oluyor demeye başladık. Derken hastalık İtalya'da görülmeye başlayıp her gün yüzlerce insan ölmeye başlamasıyla "Dünya Sağlık Örgütü" "Pandemiyi" önümüze koyuverdi.

Bu yüzyıl daha felaket görmemişti, ve olan oldu. Salgınla yüz yüze kaldık. 100 gündür de aşı ve ilaç bulunması için deli gibi çalışılıyor, Türkler olarak biz 4 haftadır bu işin içindeyiz, diğer ülkelere göre adaptasyonumuz iyi gibi ama en az 2 ay daha evler deyiz ne olacak bilemiyorum. 

Bugün ayrıca Kayın validem Türkan Sultanın aramızdan ayrılışının 6. ayı, zaman çabuk geçiyor, nur içinde uyusun. 

Bugünlük bizden bu kadar, hepinize iyi geceler derkennnn flaş haber yayınlandı; 2 günlük 31 ilde tüm vatandaşlara sokağa çıkma yasağı kondu. Hayırlı olsun...

Tugba

6 Nisan 2020 Pazartesi

Corana Günleri 21. Gün




Corana Günleri

21. Gün


Bugün  haftaya çok eğlenceli başladım, sabah Kanal D'de Aşk-ı Memnu dizisi yeniden başladı. Ne alaka derseniz, o dizinin konusu ve içindeki ilişkiler bana göre değil ama daha ilk bölümde Bihter'in giydiği gri fırfırlı buluz efsaneydi, o dizideki Bihter ve Firdevs'in giydikleri zamansız kıyafetlerdi, 12 sene sonra bile hemen alıp giymek istediğiniz bir şey. O yüzden ilk bölümü seyrettikten sonra hemen PTT (Pijama, terlik ve telefon: bu açıklamayı yaptım çünkü ikinci T artık telefon Tv değil) modundan çıktım, dolabımda duran normalde işe giderken giydiğim kıyafetlerimi giydim, şıkırtılı küpelerimi taktım, sabah kahvemi içtim, kendi kendimi mutlu ettim. Mert "anne seni bugün iyi görmüyorum" dediyse de ben aldırış etmedim o halimle de Migros'a gittim, haftalık alışverişimi yapıp döndüm. 

Bu sabah sosyal medyamı açtım ve Polonya'da yaşayan Savaş "artık bizden de bahsetsen iyi olur" dedi, Amerika'da yaşayan Nuray "yazılarına devam et, bizlere iyi geliyorsun" dedi, hal böyle olunca bende bugün sizlerden bahsetmek istiyorum:

21 gündür yazıyorum ve bu yazıların "salgın yaşayan bir aile" olarak bize hatıra kalmasını istiyorum. Tabii inşallah yakalanmadan atlatırız. Ayrıca her akşam konuları toparlayıp yazmak, günü sonlandırmak için iyi geliyor. 

Polonyalı Savaş ve Ailesi 2 sene önce taşındılar bizi buralarda bırakıp, ayrılınca çok üzüldük ama ilk İstanbul'u terk eden bizdik, onlar bizden sonra göçtüler. Savaş bizim karantinada evde kalmamızı sağlayan itici gücümüz, ben yada İlker fazla çıkarsak hemen oralardan "yeter oturun oturduğunuz yerde" deyip bir tekmil yolluyor. Ayrıca gün içinde bunu saydım, bizim Arıcıs&Seçkiners grubumuza 7 ila 10 adet video ve onların yanında da "dikkatli olun, çıkmayın, kendinize gelin" gibi mesajlar yollayarak bizi kontrol ediyor. Şikayetçi miyiz tabii ki hayır. Bize güç veriyorlar, çok bunaldığımızda kendimize gelmemizi sağlıyorlar, Seçkiners'lere çok teşekkürler. 

Bizim nesil, bizden önceki nesil ve annelerimiz sosyal medyaya sonradan adapte olan bir nesiliz, çocuklarımız bununla doğdu. Bu nesiller inanılmazı başarıyorlar ve genç nesil "siz ne anlarsınız" falan diyor ya yok öyle bir şey,  beni takip edenlerin arasında annemin en yakın arkadaşları var ve hepsi de sosyal medyayı çok iyi kullanıyorlar, Başta Melek Teyze, Amerika'dan Nilgün Teyze, Atacan Teyze, Bilun TeyzeMine Teyze, ilk günden beri sıkı takipteler ve moralimin iyi olmadığı günlerde hemen yazıları ile bana güç veriyorlar. Çok teşekkür ediyorum onlara...

Bir de kendi akranlarım var, onların da desteği ayrı oluyor. Bazen güldürüyorlar beni bazen düşündürüyorlar, ama sevdiklerinle, seni anlayanlarla hayatı paylaşmak bana iyi geliyor. Hepinizin ismini yazamıyorum ama hepinize teşekkür ediyorum.  

Nazara inanmıyorum, umurumda bile değil, hayat sevinçleri ve hüzünleri paylaştıkça yaşanabilir halde tutuyor kendini, hep mutlu da olamazsınız hep hüzünlü de, ikisi de kararında olmalı ve gerçek dostlar ikisini de ayırt etmeli ve birbirine destek vermeli diye düşünüyorum. 

İlker'in kadim dostu Özcan'la her gün konuşur olduk, fark ettik ki çocuklardan önce her gün beraber bir şeyler yapardık, gülmekten koltuktan düşerdik, hiçbir şey için fazla düşünmezdik, olursa olur olmazsa olmazdı, ne zaman ki çocuklarımız oldu, hayat şartları  çok değişmeye başladı, işe gitmek, para kazanmak, kazandıklarınla çocuklar için iyi bir özel okul, iyi bir çevre sağlamak için deli gibi çırpınmaya başlayınca, kendimizi unuttuğumuzu şimdi farkına vardık. Artık eskisi gibi içten, koltuktan düşecek kadar gülemiyoruz. Üzerimizde o kadar yük var ki gülerken bile beynimiz onları hiç unutturmuyor ve neşemizi sınırlandırıyor. Özcan ve  Rukiye ile artık dilediğimiz gibi tekrardan görüşmeye, dilediğimiz zaman görüşmeye, kahkaha atmaya karar verdik. Kendimize yeniden şans veriyoruz tekrardan. 

Tabii benim minik kuzularımı unutmamam gerek, Selen ve Sinan, her gün Corona Günlerini okuyorlar, bana çizdiği resmi bile yolladı Selen, Sinan Casa de Papel'in meşhur müziği Çav Bella konseri verdi. Hayat dediğim gibi paylaştıkça güzel. Hatta yazıma ara verip canlı telefonla bağlandım Banu'lara, Selen'imi gördüm mutlu oldum. 

Bu akşam benden bu kadar, hepinize iyi geceler...


Tugba

17 Mart 2020 Salı

Corona Günleri 1. Gün




Corona Günleri

Ev Halkı: İlker, Tuğba, Meltem, Ali Mert Arıcı, İzo Kokobinazde ve  Levent Arıcı
Toplamda 6 kişiyiz, allahtan herkes birbirini seviyor, Levent'te İstanbul'da yanlız kalmayıp yanımıza gelmekle iyi yaptı, bu karantina günleri tek başına geçmezdi. Ali Mert bugün daha hala arkadaşıma gidebilirim gibi lakırdılar geveledi ama tabii ki imkansız. 

1. gün

Bugün artık evde kalacağımızın daha bir farkına vararak kalktık, sabah normal kahvaltımızı ettik, Kahvelerimizi içtik, kahve içerken İlker evde hala çok yapılacak işler olduğunu ve bunları günlere yayarak yapabileceğimizi söyledi. Güzel bi durum ama sonunda her yeri toplayacağım gereksizleri atacağım derken bizi de atmaz inşallah. :) 

Cumadan beri evde stok yapmaya devam ediyoruz ancak bugün çokkk yüklü bir para Migros'a bıraktıktan sonra artık markete gitmek istemiyorum. Sınırlı geliri olan insanlar bu işin altından nasıl kalkacak anlayabilmiş değilim. Biz göçtük, hele bugün et alınca hesaplar şaştı. Allah hepimize güç versin. Dün de Meltem'in altı aylık ilaçlarını stokladık, nereye kadar ne stoklayacağız bilemedim.Unuttuğum varsa aklınıza gelen bana yazın lütfen.

Bugün dışarı çıktık mı ? Evet çıktık, İlker ile Levent birkaç iş halletmek için çıktılar, ben de Mert ile muhasebe evraklarımı kargoya verdim sonra da Migros ziyaretinden  sonra eve geldik. Eve gelince de bitmedi, dün, aldıklarımı normal  buzdolabını boşaltıp silip yerleştirmiştim, bugün de deepfreeze için aynı şeyi yaptım.Tarih sırasına falan dizdim, çok organizeyim bilemezsiniz.  Ay çok yoruldum. Alışkın değilim ben bu işlere, aaaaaa

Şimdilik bu akşamı yaptık, artık her akşam bu saatlerde yaptıklarımızı sizlerle paylaşacağım, bakalım nasıl dayanacağız bugünlere, beni takip etmeye devam edin.  İnstagramda da beni aricitugba adresimden hergün resim koyacağım.

Ha bu arada yazımı bitiriken hoç bir sarsıntı geçirdim, bilim bakalım kim kendini hatırlattı? Tabii ki Deprem... 4.3 Bodrum .... Arkadaşlarım çok korkmuşlar, çok sallamış, zaten ben de korktum burada...

Allah hepimize iyi günler verir inşallah...

İyi geceler

Sevgiler

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...