akşam güneşi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akşam güneşi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Şubat 2019 Cuma

Yağmur...Yağmur... daha Yağmur...



Yağmur...Yağmur... daha Yağmur...

Merhaba


Meltem ve Ben
Bu yağmur sarmalından ne zaman kurtulacağız bilmiyorum ama artık toprak suya doydu, çarpık yapılaşmadan dolayı da yağan yağmur, sel olup denize akıyor, ne su kaynaklarına faydası var, ne de bize, hem de ruhumuz karardı. Mahsuller su altında kaldığı için sebze meyve fiyatları ne olacak diye düşünmeden edemiyorum. Yollar kayıyor, istinat duvarları yıkılıyor, 2-3 günde bir deprem oluyor, dünya nereye gidiyor pek anlamış değilim. 

Neyse bugün yağmur azaldı zannedip Meltem ile işlerimiz halletmeye dışarı çıktık ancak varacağımız yere gidemeden yağmur şiddetini arttırdı sonra durdu sonra tekrar coştu, artık işin içinden çıkılmaz hale geldi. Biz de işimizi bitirince biraz daha dolaşalım dedik, Davutlar yönüne gitmeye başladık sonra Meltem biraz rahatsız oldu bende direksiyonu Soğucak Köyü yoluna kırdım ve tepeye tırmandık.

Buranın ben de çok anısı vardır. Eskiden rahmetli annemle güneşi batırmaya çok gelirdik. Soğucak tepede olan bir köy ve aşağı  baktığınızda Kara Ova denilen inanılmaz verimli topraklar ayağınızın altında kalıyor. Sol tarafta Milli Park sağınızda Kuşadası, karşınızda Samos adası,  ortada ise eskiden kıyı şeridinde yazlıklar arkalarında şeftali bahçeleri vardı. Şimdi ise şeftali bahçelerinin yaşlı sahipleri öldükçe inşaata verilmiş çirkin yapılar dolmuş bir yer haline gelmiş. Bu bölgedeki köylerde eskiden kıyı şeridindeki araziler denize çok yakın diye kız çocuklarına miras bırakılırmış, iç taraflar erkek çocuklarına verilirmiş. 30 sene içinde bu kız çocuklarının arsaları inşaat firmaları tarafından ele geçirildi ve binlerce yazık yapıldı. İnsan oğlunun para hırsı bu canım verimli toprakları talan etmiş durumda. Yazık...


Yağmur arkasında kalan manzara :(
Soğucak'a dönecek olursak, 90'lı yıllarda bu minik köyde halı dokuma atölyeleri ve bunlarında satış mağazaları vardı, yabancı turistlerin uğrak yeriydi ancak 2000'lerden sonra bunlar kapandı ve yerlerini ya yazlık siteler yada bu bölgelerin klasik mekanı gözlemecilerle dolup taştı. Halıcılığı bırakan minik gözlemeci yada köy kahvaltısı sunan derme çatma restaurant bile diyemeyeceğim mekanlar açtılar. Aralarında iyi olanlar vardır ancak benim bir bilgim yok. 


Biz kızımla tepeden aşağı yağmurlu, puslu manzaraya bakıp evimize geri döndük. Hava şartları iyileşirse etrafı gezip güzel yerleri sizle paylaşmak istiyorum ama zamana ihtiyaç var. 

Görüşmek üzere sevgiler

Tuğba

20 Kasım 2018 Salı

Kuşadası Sonbaharda....


Merhaba, 

Bu sefer size biraz Kuşadası'ndan bahsetmek istiyorum. Geleli 6 ay oldu ve biz buraları çok sevdik. Bazılarına göre Kuşadası çok demode ve sıkıcı bir yer gibi geliyor ama aslında konum itibarıyla harika bir yer. Hem tatil yöresi hem minik şehir, havalimanı 45 dakika mesafede ve saat başı İstanbul'a uçak var,  aman sıkıldım büyük şehir isterim diyen için İzmir 1 saat mesafede, AVM isterseniz var, hatta 16 senedir Starbucks bile var burada. 

Buranın en güzel yanlarından biri  havası, hava hem kışın hem yazı çok dengeli, yazın bi Bodrum kadar sıcak olmuyor, rutubet yok, kışın ise çok temiz ve ferah bi havası var, en düşük 12-15 derece oluyor hele gündüzleri uzun kollu çok kalın olmayan bi kazakla dolaşabiliyorsunuz, akşamları normal bi mont almak yeterli. Sabahları uyanmak çok kolay oluyor, yorgun uyanmıyorsunuz. İstanbul'da her yerimiz ağrırdı yaz kış üstelik, burda öyle bi durum kesinlikle olmuyor. 

Sahil kıyısında yürüyüş yapmak çok kolay ve zevkli, yazın hatta isterseniz hemen belediyenin plajlarında denize girme imkanı sunuyor. Burası az geldi yürümek için derseniz, Davutlar ve Güzelçamlı'nın sahilinde belediyenin yaptırdığı Sevgi Yolunda ister yürüyüş ister bisiklete binebilirsiniz. 

Davutlar Sahil, Sevgi Yolu
Kuşadası sahillerinde akşam güneşinin batışını izlemek bence buranın en güzel anlarından biri. Güneş yazın ayrı bir güzellikte batıyor, kışın ayrı. Hele Davutlar sahilinde akşam üzeri esen imbata karşı güneşin batışını seyretmek bence ömre bedel, insanı o kadar mutlu ediyor ki, muhakkak yaşanması gerek. Davutlar sahilindeki yazlık evimiz varken Anneciğimle her akşam koşa koşa sahile yürüdük bir günü daha batırmaya hatta annem gecikirse arabasını alır gider illa tam batışını seyretmek isterdi. Belki de burasını sevmemin başlıca nedenlerinden biri annemi anıyor, yaşıyor olmak. Bir de Kısmet Otelin bahçesinden güneşi batırmayı çok severdi annem, oradan da hem güneş hem Güvercinada manzarası bi başka güzeldir. 


Denize girmek için sahil şeridi çok uzun ancak temmuz ve haziran aylarında buranın imbatı çok meşhur ve deniz öğleden sonra çok dalgalı oluyor, dalga sevmeyenler için iyi olmayabilir, buna rağmen buranın denizi güvenli bir denizdir. Milli Parktaki ilk minik koy kum ve çok güzeldir, geri kalan koyların tamamı taşlı ve denize girip çıkması zor olan plajlardır. Tabii bu sene milli parka gitmedim ancak 30 senede bir tek çivi çakılmayan bir yerdi eskiden, sosyal imkanlar çok sınırlıydı, şimdi nasıl bilemiyorum. Seneye bi gidip deneyeceğim. 

Bize gelince, bugün gene nasıl bitti anlayamadım. Kuşadası'na geldiğimizde daha sakin bir hayat yaşayacağız derken hiç te öyle olmadığını görüyoruz. Bugün İlker ile Salı pazarına gittik.  Burada salı ve cuma günleri kapalı pazar alanında sebze pazarı var. Genelde köylülerin Selçuk ve Davutlar çevresinden getirdikleri sebze ve meyveler satılıyor. Ben özellikle kadın köylülerden almayı tercih ediyorum. Kadınları desteklemek her zaman iyidir. Tekstil pazarı çarşamba günleri ancak inanılmaz kötü, bir kere gittim bir daha asla gitmem. Kalitesiz ve sahte mallarla dolu garip bir pazar. Kimsenin de pek beğendiğini zannetmiyorum. 

Buraya yakın Davutlar ve Güzel Çamlı pazarları var, özellikle Güzelçamlı Pazarı çok başarılıymış hala sokak aralarına kurulan ve sebze-tekstil berbabermiş, o pazarı bi deneyeceğim. Pazar fiyatları İstanbul'a göre tabii ki avantajlı, bugün soğan gene hit yapmış 5.-TL olmuştu ancak dün İstanbul'da 7.-TL olmuş. 

Bu seferlik bu kadar, daha paylaşacak çok şey var, gene yazmaya devam edeceğim. 

Hoşcakalın...

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...