egedenizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
egedenizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Nisan 2020 Perşembe

Corona Günleri 24. Gün




Corona Günleri


24. Gün


Herkese merhaba, dün gece yanlış yayın seçimine basmışım, gece yayınıma ulaşamadınız ama sabah tekrar yayınladım, neyse olur böyle şeyler, dün garip bir gündü zaten. 
Arkamda Milli Park ve deniz tabii oteller

Bugün de çok garip bir şeyle başladım güne, gene delirdi diyeceksiniz ama ne yapayım beni buluyor böyle değişik şeyler.... Geçen gece İngiltere'de yaşayan Kuzen Dilek ile konuşurken size bahsetmiştim, plates yapacaktım bağlantı kuramamıştım internet yükünden,  amaaa sabah 10'a alınca tabii ki bağlandım. Yeni moda Zoom ile tabii ki...Tam 1 saat, 5 İngiliz + Kuzen  ile plates yaptım. İngilizce olması tabii ki harikaydı benim için, ikinci ana dilimde plates yapma şerefine ulaştım hem de günler sonra spor yapmak iyi geldi walla, çok mutlu oldum sabah sabah...

Ha bu arada başımın derdi Mert gene internete girdi çünkü bu sabah canlı dersleri 9-12 arasıydı, adam peşimi bırakmıyor yok rahat... :)

Spordan sonra balkonda kahve içtim, bugün çok sakindi ortalık, hani dışarının bir sesi vardır gün içinde şehir gürültüsü, bu sabah ortalık çok sessizdi. Hava hala ayaz, buz gibi. Zaman geçtikçe "bu iş nasıl sonuçlanacak", "ne yapacağız" diye düşünmeden edemiyor insan, bir de mecburen dışarı çıkmak zorunda kalıyoruz, market alışverişi bitmiyor. Dışarıdan su alıyoruz, şişeleri siliyoruz falan ama bakalım bu süreci hastalanmadan geçirebilecek miyiz merak ediyorum. 



Sonrasında gene bir yemek furyasının ardından televizyonda İçişleri Bakanlığının 20 yaş altı ağır engelli çocukların maskeli ve sosyal mesafeyi koruyarak dışarı çıkarılabileceklerine izin verdiğini açıklayınca hoop Meltem'i kaptım arabaya attım, bu sefer Davutlar üzerinden Güzelçamlı, Milli Park girişine kadar ana yoldan gittik, 3 hafta önce size bahsettiğim pembe şeftali ağaçlarının hepsinde yapraklar çıkmış, bu sefer Kara Ova yemyeşil olmuştu. Yazı sabırsızlıkla bekliyorum, şeftali candır, çok özledim yemeği.... 

Deniz dolunaydan kaynaklı aşırı yükselmiş ve dalgalıydı. Biraz durup iyot aldık, sırasıyla İzo ve ben  denizin dibine gidip resim çektik, Meltem'i çıkaramadık  çünkü her an denize atlayabilirdi, aslında Meltem'in adını Deniz koyacaktık, son anda değiştirdik ve denizden gelen ılık rüzgar Meltem'i koyduk. ama bu çocuk deniz çocuğu, her an girmeye hazır. 

Bugünlük bizden haberler bu, hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba


26 Temmuz 2019 Cuma

Dilek Yarımadası / Milli Park




Dilek Yarımadası / Milli Park

Bugün hava çok sıcaktı ve artık sitemizin havuzu çok kalabalık olduğu için kendimizi deniz kenarına atalım dedik ama malum Kuşadası Denizinde öğleden sonra imbat patladığı için çok dalgalı, Davutlar sahiline gittik ama bizi hiç açmadı. Bende yola devam ettim ve en son 2006 yılında gittiğim Milli Parka'a vardık. İlk koy aslında çok güzeldir ama ne denizde ne kumda duracak yer yoktu devam ettik ve kendimizi Kalamaki koyuna attık. Bu koy çok taşlı ve hemen derinleştiği için daha az kalabalıktı. Arabamızı sahilde ağaçların altına park ettikten sonra hemen denize attık kendimizi. Su ılıktı ama insanı serinleten bir ılıklık, Meltem suyun sıcaklığına bayıldı. Taşları aşarak denizin ilerilerine gitmek zor olsa da ayağımızdaki deniz ayakkabıları sayesinde rahatlıklar yüzebildik. Meltem kıyıda mest oldu. Oturduğu yerde üzerine gelen minik dalgalarla eğlendi. 

Biz küçükken çok gelirdik Milli Park'a, Davutlar denizi özellikle Temmuz ayında öğleden sonraları feci olduğu için kahvaltımızı eder, yiyecek nevalemizi hazırlar giderdik. Genellikle kum olan koyda denize girerdik hatta deniz yataklarımızı da arabanın tepesine bağlar bütün bi günü onların üzerinde geçirirdik. 

Milli Park'ın en kötü yanı o zamanlar hiç tesis olmaması ve derme çatma tuvaletlerinde içler acısı olmasıydı. Bugün tuvaletlere uzaktık bakamadım ama 1987'den 2006'ya kadar tek bir çivi çakılmamıştı. Şimdi bir takım yenilikler yaptıkları gözüküyordu ama bizim milletimizin bunları koruyacak kapasitesi kalmadığı için pek emin değilim. Bugün deniz kenarında tahtadan yapılmış deniz yataklarını suya sokup binen insanlara hayretle baktım. Hala yediğinin çöpünü de oracıkta bırakanlar vardı. Allahtan bir yaban domuzu ailesi geldi de kalan artık yemekleri yediler ve gittiler.

Yol kenarlarına çok hoş seyir terasları yapılmış, resim çekmek ve manzarayı seyretmek harika oluyordur. 

Arılar çok meşhurdur Milli Park'ta ama işin püf noktasını bilirseniz sizi rahatsız etmezler. Bu püf noktası da etli yiyeceklerden kaçınmaktır. Direkt yediğiniz ete gelirler ve muhakkak ta sokarlar. Beni hayatımda 3 defa arı soktu üçü de Milli Park'ta :) Annem gene bir şeyler yapmıştır salamlı falan muhakkak :)

Sizlerle güzel bi Kuşadası günü paylaştım, sağlıcakla kalın...

Tuğba

21 Mayıs 2019 Salı

Kuşadası'nda Yaşam Nasıl?

Kuşadası'nda Yaşam Nasıl?

Buralarda yaşam gayet iyi ve sağlıklı, havalar ne kadar kendini tam bulamasa da bol oksijen, denizin kenarında yürüyüşle birlikte alınan iyot, arada güneş, bizi mutlu ediyor. 

Kuşadası hareketlendi, kapalı dükkanlar açıldı, herkes kendine bi çeki düzen verdi, artık neredeyse her gün gemi geliyor. Seneye daha da büyük gemiler gelecekmiş, bekliyoruz.

Pink Martini Konserinden
Konser mevsimini geçen hafta açtık. İzmir'e Pink Martini Konserine gittik. Canlı müzik, samimi ortam harikaydı. Temmuz ve Ağustos ayında da Kuşadası'nda güzel konserler olacak, bu da beni mutlu etti. 

Bugün kardeşimle konuştum, bir damacana suyun İstanbul'da 15.-TL olduğunu öğrenince burada en azından %50 daha ucuz yaşıyoruz. Meyve sebze hala ucuz, şimdi yaz gelmek üzere her şey daha taze, en azından tarladan evinize geliyor ama tohumları nereden almışlar, nasıl ilaçlanmış diye konuları düşününce bundan sonra kirlenmemiş, genetiği ile oynanmamış besin bulmak imkansız olduğunun farkına varıp, bunu beyninizin uzak noktalarına gömüyorsunuz yoksa delirmek gerekiyor. 

Okullar birkaç hafta içinde sona erecek bu da biz anneler için hem iyi hem kötü :) Başta erken kalmamak, servise yetiştin kaçırdın muhabbetlerinden kurtulmak iyi ama daha sonra çocukların sınırları zorlamaya başlamasıyla "artık okullar açılsın herkes programını bilsin"


yakınmalarını duyar gibiyim. Neyse ki gene değişen eğitim sistemimizle 7 eylülde çocuklar okula dönecek. Biz de şimdiden yazı nasıl geçireceğiz onu planlamakla meşgulüz. Bu da insana motivasyon veriyor. Hem onlara hem kendimize programlar umutlandırıyor. 

Sabah Kahvem vazgeçilmezim
Ali Mert bu sene Sabancı Üniversitesi'nin yaz okuluna gidecek, tam 2 hafta, İstanbul'daki arkadaşları ile beraber gideceği için çok mutlu ama bakalım sonunda ne hissedecek. Bazen insanın çocuk olası geliyor ama çocuklarımız bu güzellikleri çok doğal ve sıradan karşıladıkları için bize garip bakıp küçümsüyorlar. Bizim mantığımıza göre çok şanslılar ama onların mantığına göre bize 40 yaşına geldiklerinde "çok teşekkür ederim beni yaz okuluna gönder miştin" diyeceklerini pek sanmıyorum.

Kızım havuzun açılmasını ve havaların düzelmesini bekliyor.  Bu sene mini buzul çağına girilecek dendiğinde pek anlam verememiştim ama mayıs sonuna geldiğimizde hala havaların kendini bulamaması sanki bu tezi doğruluyor. Dünyanın dengesi bozulduuuuu. 

Ben tabii ki Bodrum yapmadan duramam, Temmuz ve Ağustos ayında güzel vakitler geçireceğime eminim. Ben sıcak hava, Ege Denizi bağımlısıyım. Bunlar olmazsa olmaz. 

İstanbul'a gidecek miyim? Hayırrrrr.... İstanbul buralara gelsin bekliyoruz.

Sevgiler

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...