Genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Eylül 2021 Pazar

Hoşgeldin Sonbahar

 Evetttt...


Bu yılında son aylarına yavaş yavaş geliyoruz. Yoğun geçen Ağustos ayının sonunda Oğlumuz Ali Mert'in Özyeğin Üniversitesi'ne girmesi açıkçası bizi çok gururlandırdı. 12 yıllık eğitim hayatında her türlü okul değişikliğe maruz kalan Mert, bu son okulunda da eğitimciler inat etmeselerdi, çocukları etiketlemeseydiler,  Ali Mert daha da yüksek puan  alabilirdi. 

Okulun etiketlediği, Ali Mert gibi 2 arkadaşı daha vardı, 3'ü de gayet güzel üniversitelere girdiler. Halbuki okul (Söke Doğa Koleji) '3'ünü de gözden çıkartmıştı, bunlardan bi halt olmaz diyordu yüzümüze baka baka, halbuki velilerle daha iyi bir işbirliğine girseler, bir nebze bizi dinleselerdi, Ali Mert daha da yüksek puan alabilirdi. 

Ha 12 yıl boyunca sadece Doğa Koleji mi?  Fevziye Mektepleri Işık'tan sırf aşırı öğrenci kayırdıkları için 1 saatte Mert'i devlete almıştım. 7 okul değiştirdik, Okulların hepsi gerçekten berbatlar. Hakkıyla yapan okula rastlamadım. 

Bu rehberlik servisleri falan hikaye, ellerindeki kalıplara öğrenci uymuyorsa, aile ile işbirliği yapıyormuş gibi görünüp kendi bildiklerini okuyorlar. Ben defalarca " Mert'e sorumluluk verin, Mert istediğinizi yapacaktır" dememe lazım, onlar kendi bildiklerini okudular. Sonuç ben de çocuğumu oradan oraya taşıdım. 

Ağustos ayı içinde İlker, Mert ve ben vakıf üniversitelerini dolaştık. Kimisi dershaneden bozma, kimisi eskimiş ama çok güzel.  Özyeğin'e gittiğimizde İlker ve ben aşık olduk ortama, öğrenciler 
çok tatlı, aklı çalışan, geleceğimizi temsil eden çocuklardı. Bi nebze içimiz rahatladı. beyin göçü çok oldu ama kalanlar da potansiyel var. Hocalar desen, devlet ile aralarında çok fark var. Demokratik bir ortamda, hür düşündüklerini hissedebiliyorsunuz. Top artık Ali Mert'te, umarım keyfini çıkararak 4 yılını okur, bitirir. 

Allah hepimizin yavrularına iyi günler göstersin. 

Tugba


22 Ağustos 2021 Pazar

Evdeki Sular

Herkese merhaba,

Öğleden sonra cuma günü temizlik olduğu halde evi tekrar süpürdüm, buharlı süpürge ile de sildim, dezenfekte ettim. Havadan toz yağdığı için, ruhum dayanamadı, bi çırpıda temizledim, zaten ev küçücük. Sonra da  garip İstanbul havasında fenalık geldiği için kendimi banyoya attım. Ne yazık ki o sırada İzo'da mutfakta yemek hazırladığı için bi soğuk bi sıcak bi ılık suda yıkandım çıktım. Kafam kazan gibi oldu sinirden. Niye mi?

Bildiğiniz gibi İstanbul'da 2020 yapımı bir residance'ta evimizi tuttuk ki rahat olalım, akıllı ev olsun. Her şey kontrol altında olsun. Buraya kadar her şey normal.

Gel gelelim musluktan akan sulara: 

İlk problem musluktan akan su, gürül gürül akamıyor, daireye giriş vanasından çıkış kısılmış, neden??? Fazla tazyikli gelirse su boruları patlıyormuş. Of of...

İkinci problem ki bu problem TC'deki her evde mevcut, biri banyodayken başkası suyu kullanmamalı, kullanırsa zavallı yıkanan, soğuk suda yıkanır. 

2020 yılı yapımı, Residance... ama yapan mantık "Laz Müteahhit"...

Dıştan iyi görünsün, içten ne olursa olsun mantığı hala geçerli bu ülkede...

Eğitim Şart, özellikle eğitim şart, tüm müteahhit olmak isteyen vatandaşlarımız ne olur üniversitede İnşaat Müdendisliği okusunlar... 

Sevgiler

Tugba

23 Haziran 2021 Çarşamba

Ege'nin Zeytin Ağaçları

 


Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması halinde altyapı ve sosyal tesisler dâhil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu halde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenler den ağaç başına iki milyon liradan beş milyon liraya kadar hafif para cezası alınır. Kesilen ve sökülen ağaçlar müsadere edilir. Bu Kanunun yayımından önce zeytinlik alanlarına ilişkin kesinleşmiş imar planları geçerlidir.” denilmektedir.”

Anayasamızda böyle bir madde var ancakkkk son yıllarda bu maddenin geçerliliği var mı tartışılmaya bile kapalı, zaten bir şey tartışırsanız ülke yararına bu sizin için risk oluşturmaktadır. 

Daha önce bir kaç yazımda da belirtmiştim. Kuşadası bölgesinde inanılmaz ovalar var. Davutlar Köyünün denize kadar olan kısmı mesela çok verimlidir. Uçsuz şeftali bahçeleri vardı eskiden ancak artık, belli inşaat firmaları tarafından parsellenmiş ve durup bitmeksizin süren inşaatlarla kaplı ovanın üzeri. 

Eskiden denize sıfır arazileri kız çocuklarına verirlermiş ki deniz suyundan hasat etkileneceği için daha az verimli olur diye. Gene kadına bir kayırma!!! Sonra bu zavallı kadınların kocaları inşaat ve yazlık potansiyelini fark edip 80'li yıllardan itibaren bu arazileri inşaata verdiler, aldıkları paraları yediler, ettiler falan felan, şimdi oralar bitti, en verim alınan yerler başlandı harmanlanmaya. 

Bunları sizle niye mi paylaştım? Dün akşam üzeri Meltem'i dolaştırmaya çıkardım. Soğucak üzerinden Davutlara sahile indik. Soğucak tam tepede ve tüm ovaya hakim bir noktadaydı eskiden ve yamaçları tamamen zeytin ağaçlarıyla kaplıydı. Şimdi 3-4 milyondan başlayan villara ev sahipliği yapıyor o yamaçlar. 

Aşağı indiğiniz de gene aynı, 1-2 milyona satılan evler, yazlıklar. Bu ülke o kadar zengin bir ülke ki, senede 2-3 ay kalmak için dünya paralar verip, aylarca boş tuttuğumuz evlerimiz var ve bunun için zeytin yetişen canım ovalarımızı buna feda ediyoruz. 

Bence birilerinin buna dur demesi gerek, Ege Bölgesi elden gidiyor. Marmara Denizi temizliğini bile ciddiye alamayan bir yönetim, buralardaki tahribatı onaramaz. Yazık olacak bizlere gerçekten yazık...

Tugba


5 Aralık 2020 Cumartesi

Türk Kadını olmak...

 


Bugün 5 Aralık, 86 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk, yüzyıllarca ezilen Türk Kadını için erkekler ile aynı hakkın tanınmasını sağlamış, böylece Türk Kadını Seçme ve Seçilme Hakkına sahip olmuştur. 

Geleceğim, Yeğenim Selen ile

Dünyada ilk Yeni Zellanda bu hakkın kadınlara tanımış:1893, ardından Avustralya 1902

Avrupa Ülkelerinde Kadınlara bu hak ilk olarak Finlandiya'da verilmiş:1906

Arkasından diğer Avrupa ve dünya ülkeleri devam etmiş. Ama Fransa 1944'de kadar direnmiş, İsviçre ancak 1971 yılında bu hakkı kadınlara tanımış. 

80'lerde Afrika ülkelerinde verilmiş, 90 ve 2000'lerde ise arap ülkelerinde sınırlı olarak bu hak, kadınlara tanınmış ki hala bu ülkelerde kadının adı yok. 

Son günlerin en çok bahsedilen ülkesi var ya Katar, orada 2003 yılında bu hak kadınlara tanınmış. 1934 nereeee, 2004 nere,  70 yıl kadar fark, sonra medet umuluyor bunlardan. Biz doğru planlansa kendimize yeten bir ülke olabiliriz ama ülke arapların olduktan sonra bu çok zor.... Sinirlendim gene....

Neyse, karantinalar başladı, daha da derinleşebilir, durum çok feci, artık en yakınlarımız bile Covid 19, endişe ediyorum açıkçası. 

Herkese kendine iyi baksın. 

Her şeye rağmen harika bir hafta sonu olsun.

Tugba


Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...