hava etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hava etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Nisan 2022 Salı

İstanbul'da Nisan Sabahı Metrobüs


İstanbul'da Nisan Sabahı Metrobüs 

Bu sabah yamurlu gene , nisan ayı normalde yağmurlu olur ama keşke güneşli olsaydı.  


Metrobüse yürüdüm ve ilk gelene attım kendimi, insan  metrobüse binmeden oturacağı yeri hedeflerse orada oturuyor. Mesela Söğütlüçeşme'den binersem 3. Kapı girişinde sağdaki tekli koltuk, Fikirdepe'den binersem 1. Kapı en ön yada bir arkası teklilerden biri

Ha diyeceksiniz akşam ne yapıyorsun dolu geliyor çünki, onda da 2. Kapı sağdaki teklilerin önünde durmak, genelde orada oturanlar Mecidiyeköy'de iniyor, hoop bende oturuyorum hedefimdeki koltuğa.

Bugün karşımdaki 1,5 kişilik anlamsız koltuğa bir kadın oturdu, kulağında denizanası figürlü taşlı küpe, kalamarlı olsa hadi anlayacağım, yiyince güzel ama deniz anası ne yaw, ıyyy hiç sevmem, kalan herkesin kulağında kulaklık bi şeyler bakıyorlar. Ben de bu yazıyı yazıyorum spotifydan Simly Red dinleyerek. Boğaziçi köprüsünü geçerken boğazı tepeden süzmek harika ama bugün camlar buğulu  bir şey gözükmüyor.

İçimden geldi yazdım, sizinle paylaşayım duygularımı dedim. 

Harika bir gün olması dileğiyle...

Tugba


6 Ekim 2020 Salı

Hava fazla sıcak, kış gelsin... Ama Grip gelmesin....

 


Hava fazla sıcak, kış gelsin... Ama Grip gelmesin....


Dün gece yazamadım, çünkü gündüz çok yoğundu, bir zoom toplantısı, mailler, telefon görüşmeleri, üzerine bir de havanın sıcaklığı çok yordu beni. 

Bugün de hava çok sıcak.  Aslında bu hava ve sakin deniz,  eylül ayında olurdu ama bu sene eylül ayı fırtınalı, sevimsiz geçti, şimdi deniz çarşaf gibi, hava ılıman hafif boğucu, denize giren dolu etraf ne yazık ki  ben deniz malzemelerini yıkayıp kaldırdım, deniz bitmiştir bizim için. 


Akşam üzeri göz kontrolüne gittik İlker ile, her yıl reçete yenilemek gerekiyor lensler için. Sonra da Güvercin Adaya yakın bir yerde İlker ile bi şeyler içip keyif yaptık. 

Haftaya yağmur yağsa iyi olacak yoksa kuraklık olacak, sıkıntı olacak. 

Bugün insanları artık anlayamadığımı bir kere daha anlamış oldum. Bıraksam mı insanları anlamayı acaba???? 

Bir aydır içinde yaşadığımız sitenin ilaçlanmasından bahsediliyordu. Ben 3 ay önce evimi ilaçlattım, apartman çok kalabalık, çöplerini insanlar uygun zamanda kapıya çıkarmıyorlar, böcek oluyor. 

Bende site içi yazışmalarda "ISS gibi bir firmadan yıllık anlaşma yapalım belli zamanda sitemiz ilaçlansın, temiz kalsın " diye yazdım, ayrıca sitede karantinada olan daireler var, artık bina içi sterilizasyon,  çamaşır suyu ile silmekle olacak gibi değil. Gene ISS gibi firmalar binaların nasıl dezenfekte olacağını ve bunun sürdürülebilir olması için site içinde yetkili seçiyorlar ve denetliyorlar. Bu artık bi yaşam şekli olmak zorunda... Bunu da yazdım amaaaa....

Cevap olarak bir daire sahibi: "Biz istemiyoruz, doğa ile olamayanlar yanlış yer seçmişler galiba" diye cevap yazmış. 

Ya sabır, bu nasıl bir eğitimsizlik. Bu nasıl bir kafa, bu nasıl laf sokma, doğada yaşamak farklı birşey, minnoş hamam böcekleri ile evi paylaşmak başka bir şey. Benim için hava hoş, ilaçlama yaptırıyorum gelen olursa da Pıtır onları haklıyor, gözümle gördüm, kendileri düşünsün. Hep bireysel hep bireysel ama olmazzzz... Site içinde yaşamayı bilmeyenlerle sitede oturmak gerçekten bazen eziyete dönüşüyor. 

Daha da düşüncelerim var ama bu kafadaki insanlar anlar mı? Sıkıntı... Beyinleri yanar kesin...

Mesela : "150 dairenin oturduğu bir sitede çöpler ayrıştırılarak toplanmalı ve çevre duyarlılığı arttırılmalı, bunu Kuşadası Belediyesi'ne söylemek gerek, yeni başkan daha bir iyi sanki. Ama bizim sitedekilerin anlaması imkansız (Benim kafadakiler hariç)

Bu ülkede doğru şeyler yapmak, söylemek imkansız ötesine geçti, aya mı taşınsak acaba? Gene kafada deli düşünceler...

Hadi bana iyi geceler, sizler de iyi geceler...

Tugba


20 Kasım 2018 Salı

Kuşadası Sonbaharda....


Merhaba, 

Bu sefer size biraz Kuşadası'ndan bahsetmek istiyorum. Geleli 6 ay oldu ve biz buraları çok sevdik. Bazılarına göre Kuşadası çok demode ve sıkıcı bir yer gibi geliyor ama aslında konum itibarıyla harika bir yer. Hem tatil yöresi hem minik şehir, havalimanı 45 dakika mesafede ve saat başı İstanbul'a uçak var,  aman sıkıldım büyük şehir isterim diyen için İzmir 1 saat mesafede, AVM isterseniz var, hatta 16 senedir Starbucks bile var burada. 

Buranın en güzel yanlarından biri  havası, hava hem kışın hem yazı çok dengeli, yazın bi Bodrum kadar sıcak olmuyor, rutubet yok, kışın ise çok temiz ve ferah bi havası var, en düşük 12-15 derece oluyor hele gündüzleri uzun kollu çok kalın olmayan bi kazakla dolaşabiliyorsunuz, akşamları normal bi mont almak yeterli. Sabahları uyanmak çok kolay oluyor, yorgun uyanmıyorsunuz. İstanbul'da her yerimiz ağrırdı yaz kış üstelik, burda öyle bi durum kesinlikle olmuyor. 

Sahil kıyısında yürüyüş yapmak çok kolay ve zevkli, yazın hatta isterseniz hemen belediyenin plajlarında denize girme imkanı sunuyor. Burası az geldi yürümek için derseniz, Davutlar ve Güzelçamlı'nın sahilinde belediyenin yaptırdığı Sevgi Yolunda ister yürüyüş ister bisiklete binebilirsiniz. 

Davutlar Sahil, Sevgi Yolu
Kuşadası sahillerinde akşam güneşinin batışını izlemek bence buranın en güzel anlarından biri. Güneş yazın ayrı bir güzellikte batıyor, kışın ayrı. Hele Davutlar sahilinde akşam üzeri esen imbata karşı güneşin batışını seyretmek bence ömre bedel, insanı o kadar mutlu ediyor ki, muhakkak yaşanması gerek. Davutlar sahilindeki yazlık evimiz varken Anneciğimle her akşam koşa koşa sahile yürüdük bir günü daha batırmaya hatta annem gecikirse arabasını alır gider illa tam batışını seyretmek isterdi. Belki de burasını sevmemin başlıca nedenlerinden biri annemi anıyor, yaşıyor olmak. Bir de Kısmet Otelin bahçesinden güneşi batırmayı çok severdi annem, oradan da hem güneş hem Güvercinada manzarası bi başka güzeldir. 


Denize girmek için sahil şeridi çok uzun ancak temmuz ve haziran aylarında buranın imbatı çok meşhur ve deniz öğleden sonra çok dalgalı oluyor, dalga sevmeyenler için iyi olmayabilir, buna rağmen buranın denizi güvenli bir denizdir. Milli Parktaki ilk minik koy kum ve çok güzeldir, geri kalan koyların tamamı taşlı ve denize girip çıkması zor olan plajlardır. Tabii bu sene milli parka gitmedim ancak 30 senede bir tek çivi çakılmayan bir yerdi eskiden, sosyal imkanlar çok sınırlıydı, şimdi nasıl bilemiyorum. Seneye bi gidip deneyeceğim. 

Bize gelince, bugün gene nasıl bitti anlayamadım. Kuşadası'na geldiğimizde daha sakin bir hayat yaşayacağız derken hiç te öyle olmadığını görüyoruz. Bugün İlker ile Salı pazarına gittik.  Burada salı ve cuma günleri kapalı pazar alanında sebze pazarı var. Genelde köylülerin Selçuk ve Davutlar çevresinden getirdikleri sebze ve meyveler satılıyor. Ben özellikle kadın köylülerden almayı tercih ediyorum. Kadınları desteklemek her zaman iyidir. Tekstil pazarı çarşamba günleri ancak inanılmaz kötü, bir kere gittim bir daha asla gitmem. Kalitesiz ve sahte mallarla dolu garip bir pazar. Kimsenin de pek beğendiğini zannetmiyorum. 

Buraya yakın Davutlar ve Güzel Çamlı pazarları var, özellikle Güzelçamlı Pazarı çok başarılıymış hala sokak aralarına kurulan ve sebze-tekstil berbabermiş, o pazarı bi deneyeceğim. Pazar fiyatları İstanbul'a göre tabii ki avantajlı, bugün soğan gene hit yapmış 5.-TL olmuştu ancak dün İstanbul'da 7.-TL olmuş. 

Bu seferlik bu kadar, daha paylaşacak çok şey var, gene yazmaya devam edeceğim. 

Hoşcakalın...

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...