doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2020 Cumartesi

Corona Günleri 19. Gün



Corona Günleri

19. Gün


Corona Günleri giderek sevimsizleşmeye başladı, geç kalk, bir şeyler atıştır, kahve iç, yemek yap, telefonla görüş, sonra yaptığın tüm yemekler yensin bitsin, çay iç, tatlı ye, Netflix seyret yat. 

Tabii ki bulunduğumuz duruma şükrediyorum, çok kötü durumda olanlar var ama elimde de değil, biz de insanız. Mesela Mert gece gündüz kavramını kaybetti ve bizi hiç dinlemiyor, "yapacak bir şey yok karışmayın" diyor. Haksız mı? Haklı... Ne diyeyim çocuğa, dersler okul gibi olmuyor, okul başka evde olmak başka, ha yeni düzen diyeceksiniz ama bu çocuklar bu düzende yetişmedi ki, şimdi onları bu düzene pat diye alıştırmak kolay olsun, hele bi de ucunda gerçek sınav olmayınca, kimin umurunda, ne gerek var? Okul konusunda oynatmaya az kaldı. Ben şahsi olarak kalben üzülüyorum eğitimin ne hale geldiğini görmeye ve çocukların en değerli zamanlarının bu şekilde uçup gitmesine....

Tabii bu salgına kim neden oldu dersek her şekilde insanoğlu neden oldu. Elimizdeki güzelliklere sahip çıkamadık, Hırslarımız her şeyin önüne geçti. Yaşamın ne kadar güzel bir şey olduğunu unuttuk ve yok o parayı kazanmalıyım, yok o elbiseyi almalıyım, ozon tabakasını delsek ne yazar, del gitsin. Globalleşme adına,  büyük balık küçük balığı zevkle ve hunharca yedi.  

Hepimiz sorumluyuz bu salgından, hep kendimizi düşündük ve hep aman bana bir şey olmaz diye kendimizi kandırdık ama oldu işte, şimdi evden dışarı çıksak nasıl nereden bu salgını kapacağımızı bile bilemez halde aciz aciz oturuyoruz.

2020'de böyle giderse milyonlar işsiz kalacak, evsiz kalacak, bayram kutlayamayacağız, yaz gelecek ve denize giremeyeceğiz, şu an gerçekten salgın dışında bir hastalığımız olsa gideceğimiz hastanemiz yok, arkadaşım doğum yapacak 3 ay sonra, nerede nasıl yapacak bilemiyor, hastaneye gidip onu ziyaret edemeyeceğiz, neşesini paylaşamayacağız. Sevdiklerimize bir sarılıp hasret gideremeyeceğiz, annemin yada yitirdiklerimizin  mezarını bile ziyaret edemez hale geldik. Elimizden sahip olduğumuz her şey gitti, başta da özgürlüğümüz....

İçinizi sıktım bu gece ama her gün harika olmuyor, bu gerçeklerde önümüzde ve bununla başa çıkmamız gerekiyor ama nasıl olacak onu bilmiyoruz. Kısa zamanda doğru yolu bulup hepimiz daha merhametli, hakkaniyetli, empati kurabilen bireyler olabiliriz. Şimdi gene bir komplo teorisi geldi aklıma: Ocak ve şubat ayında Coca Cola reklamı empati üzerine kurulmuştu, acaba başımıza gelecekleri biliyorlardı önceden mesajı yolladılar bize,  şimdi mi farkına varacaktık???? 
Ah Hollywood vah Hollywood, her şeyi bize önceden gösterdiğin için hemen bir senaryo yazabiliyoruz. Acaba ne kadar gerçek???  Ayyy içime daral geldi. 

Bugün bir yemek yaptım bir yemek, 24 senelik evliliğimde 3 haftada üst üste bu kadar yemek yapmamıştım. Mutfağın intikamı galiba bana !!!!

Hepinize iyi geceler, tatlı rüyalar...

Tugba

24 Ekim 2018 Çarşamba

Sonbahar...

Sonbahar...


Frankfurt Book Fair
Herkese merhaba...
Sonbaharı Kuşadası'nda karşılamak çok güzel... 

İyi ki İstanbul'dan taşındık ama devamlı gidiyoruz anlamadım ben bu işi...

İstanbul'a gitmenin en güzel yanı geri Kuşadası'na dönmek... Hahahaha...

Ekim ayının son günlerine gelmişken artık iyice evimize yerleştik. İlker harika dolaplar yaptırdı ve tüm eşyalarımız ortalıktan toparlandı kalktı. Ben ofisimi Mert'in odasına kurmuştum ama orası çok ayak altı olduğu için doğru düzgün çalışamıyordum. Ben yokken İlker arka balkonumuzu benim için bir kısmını ofis haline getirmiş ve bana çok güzel bir sürpriz yapmış. Çocukluğumda ders çalıştığım masayı, yanına kütüphanemi ve annemden kalan masa lambasıyla harika bir köşe olmuş. Burası çok ılık hala, akşamları bir tek elektrik sobasını ayağımın altında çalıştırıyorum o kadar. Dışarıda çam ormanına karşı çalışmak harika bir duygu, arada çakallar uluyor, horozlar hiç susmuyor ama olsun, doğa iyidir, insanın ruhuna iyi geliyor. 


Frankfurt 
Bu ay Frankfurt Kitap Fuarı'na katıldım, 1 hafta süren bir maceraydı ve çok güzeldi, tabii güzel olduğu kadar feci yorucuydu. Kitaplar hala insanlar için önemli, tüm dünya dijitalleşiyor ama insanlar kendini geliştirmek için bir şeyler okuması gerektiğinin farkındalar ve çok güzel kitaplar üretiliyor. Bu kitapların arasına dijital de sıkıştırılınca 2020' lerde de kitap hayatımızda olacak merak edenlere duyurulur. Önümüzdeki ay İstanbul'daki kitap fuarına vakit bulanlar gitmeli...

İstanbul'dayken Basev 3. Uluslararası Kongresine katıldım, 2 gün boyunca harika insanların değişim hikayelerini  dinledik. Günün sonunda Ertuğrul Özkök'ün babasının matbaacı olduğunu, Nedim Atilla'nın Slow Food Türkiye Kurucusu olduğu ve Kuşadası Davutlar'da aşçılık okulu kuracağını, Özyeğin Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale'den önümüzdeki 5 sene içinde ekonomimizdeki değişimleri ve dünyanın nereye gittiğini,  Sevgili Alptekin Baloğlu'ndan denizlerin derinliklerindeki değişim hikayelerini, Gamze Acar Bayraktaroğlu'ndan değişimin İnsan Boyutu hikayelerini dinleme fırsatını yakaladık. 

Arıcı Ailesi Kuşadası'nda neler yapıyor? 

Meltem için eğitimlere başlayacağız ancak sistemde bir tıkanıklık yaşadık onun çözülmesini bekliyoruz. Yoksa gideceği okul belli hatta okula biz ekstradan ders aldıralım daha çok eğitim alsın dedik, okulun sahibi "niye acele ediyorsunuz belki devletin verdiği yetecektir" dedi şaşırdık. İstanbul'da olsa hemen yapalım derlerdi, burada işler biraz daha gerçekçi ve paradan uzak yaşanıyor. Her şey para değil. 


Kuşadası
Mert gene okulu ve öğretmenleri dolayısıyla beni zorlamaya devam ediyor. Bu yaşta ellerindekinin farkında değiller, bunu görememeleri çok üzücü, bazı şeyleri anladıkları zaman iş işten geçmiş olacak. Bu hafta sonu İstanbul'a gidecek, dönüşte toparlanır inşallah...

İlker Arıcı web sayfası ve broşür, kurumsal kimlik işleri ile uğraşıyor. Havuz mevsimi bitince kendini bu işlere verdi. Mutlu mesut...

İzocuğum daha yeni geldi Gürcistan'dan, artık burayı daha çok seviyor. Alıştı...

Ben... Ben... Kış sezonu burada da çalışmaya devam ediyorum. Bu ayın başında sitemizde Ece Su için harika bir doğum günü yaptım, herkes çok beğendi. Web sayfamı yeniliyorum. Parti işlerim ve matbaa işlerim aynen devam ediyor. Üretmeye devam, oturmayı sevmiyorum.

Son olarak Kedimiz Pıtır, kendi çapında kuru mama yemiyor bizi protesto ediyor, ıslak mama isteyip duruyor, bir ergen de evde O, O da kendi çapında şartlarını zorluyor. Ya sabır...

Şimdilik durumlarımız bu, daha sık yazmaya çalışacağım Kuşadası'nda oturursam merak etmeyin. Selamlar..


Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...