22 Nisan 2020 Çarşamba

Corona Günleri 37. Gün




Corona Günleri

37. Gün



BİZİM BALKON
Bugün balkonumuzu süsleyip yarına hazır olmak istedik. Sonuçta yarın 23 Nisan 2020, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 100. yılı, açıkçası bu yıl içimiz buruk kutlayacağız, zaten öyle bir nesil yetiştirmişiz ki, 100. yıl çok da umurlarında değil. Mert hayretler içinde bizi seyretti. "Abarttınız" dedi. İnanamıyorum. Çok üzdü beni...

90'lardan sonra yetişen nesil ne yazık ki Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının bize armağan ettiği güzel ülkenin , ayrıcalıklarının farkında bile değil, onlar için bunlar doğal, abartmaya gerek yok. Biz olmasak onlara Atatürk'ü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar büyük bir zorluk içinde var edildiğini ve biz Türklerin tekrar bir vatana sahip olduğunu aktaracak nesil yok. Son biziz belki 80'lilerin bazıları. Yazık. 

Neyse bugün yemek yapma ile geçen bir gündü. Ev kadınlarının işi gerçekten zormuş, hak veriyorum onlara, "tüm gün mutfakta geçti" dedikleri doğruymuş. Önlerinde saygı ile eğiliyorum.  Mutfaktan çıktım, Meltem'i eve kapanmadan 1.5 saat araba ile dolaştırdım. Eve geldik, yıkandım, sonra da balkonu süsledik. 

Bugün yeni verilen maskelerden takmaya başladım. Edindiğim deneyimi size bir hikaye ile anlatmak isterim:

Yıl 1990, Gaye Teyze ile Londra'dayız, bazen Türk Mahallesine gidip yiyecek alışverişi yapardık, Türkiye'den gelen ürünleri almak bizi keyiflendirirdi. Bir gün Gaye Teyze kornişon turşusu almış. Turşunun markası Berrak Turşu, o zamana kadar bu markadan haberdar değildim. Kavanozun yüksekliği 16 cm gibi olsa içinde 3 sıra üst üste tek tek dizilmiş, eşit büyüklükte kornişonlar vardı. Birinci kat, ikinci kat, üçüncü kat, boylar aynı, ne eksik, ne uzun ne kısa, o zaman için hayretler içinde kalmıştım. Biz turşulardan almaya devam ettik ve sonra ben Türkiye'ye döndüm. 

90'ların sonralarına doğru  Berrak Turşuları,  Türk Piyasasına da girdi, ben de o 3 sıra turşuları merak ettim bulur muyum diye, bir de ne göreyim. İhraç edilen kornişonlardan arta kalan uzun, kısa, şişman, cılız kornişonların hepsi karışık bir kavanozda, onu alıp yiyorsun. Çok üzülmüştüm, biz niye bu kadar güzel şeylere sahip olmuyoruz ve kalanları yiyoruz diye... 

Bugün, günler sonra eczaneden aldığım maskeyi taktığımda, bize, Türk Milleti'ne layık görülen maske, tek kart tela, burun kısmında da tel olmayan gayet dandik bir şey, maske değil ama. Aklıma kornişonlar geldi, niye mi? Geçen haftadan beri İngiltere'ye gönderdiğimiz maskelerin, tek kat ve telsiz olduğunu zannediyor musunuz? İngiltere öyle olsa alır mı? Ama içeri de Türk Milleti,  "ne versen razı",  zaten cahiliz ya, koyun muhabbeti, çok üzüldüm ve içerledim. 

Bizler her şeyin en iyisine layıkız ve olacağız. Umarım Türk Milleti tez zamanda kendine gelir ve hak ettiği yeri bulur. Yoksa yazık bize gerçekten yazık.

Bu günlük benden bu kadar, hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...