15 Nisan 2020 Çarşamba

Corona Günleri 30. Gün Filiz Kıran Fırtınası




Corona Günleri 

30. Gün

Filiz Kıran Fırtınası

1 ay, 30 gün dersek bugün bir ayı doldurduk. Hafta sonu gene sokağa çıkma yasağı ve sonrasında daha da uzun bir yasak daha geleceği bugün dillendirildi. Bu döngünün biteceği yok gibi...

Annemin kumaşlarında dikilen elbisem,
kim bilir nereden almış?
Bu sabah İlker ile ofise gittik, internet gene çalışmadı ancak yenilenmesine 5 gün kaldığı için 10 tl ekstra para ödedik, açtırdık ama bu sefer kutu ofiste kalacak, yoksa Mert gene sonuna kadar bitirir.  Arctimo Bardak Siparişlerim vardı, onları hazırladım, faturalarını kestim, kargoya gittim. Daha sonra sağlık ocağına dışarıdan uğradım ve terziye geçtim. Terzi ne alaka diyeceksiniz? Geçen ay annemden kalan kumaşlardan elbise diktirmek istiyordum. Tuğçe sağolsun, merkezdeki terziye beni götürdü. Kumaşları verdik, 1 hafta sonra aramışlardı "provaya gelin" diye ben gidemedim, kısmet bugüne imiş. Adamcağız mükemmel  dikmiş, tam üzerime oturdu. Ne eksik ne fazla, çok mutlu oldum ve biraz duygulandım. 

Sonra ofise dönünce daha da bi hüzün sardı beni, neden derseniz? Sene 1991, 12 Nisan biz bayram tatili için Kuşadası Davutlar'daki evimize gelmiştik. Yan komşularımız rahmetli İbrahim beyler de gelmişti, ilk gün beraber yedik, içtik, her şey normaldi ancakkk gece olunca bir fırtına koptu, feci. Yanımız domates tarlası, sürülmüş, boş, kopan topraklar bizim camlarda, ne korktuk ne korktuk. Rahmetli annem,  o zamanlar "Yudum ayçiçek reklamı vardı", "çok hafif yağ diye ev havalanır giderdi gökyüzüne", hem biz de havalanacağız diye espri yapıyordu hem de korkusunu yenmeye çalışıyordu. Sabah olunca biz o kadar korkmuşuz ki babam dışarıya  tarlaya ters taraftaki camdan  çıktı,  her şey yolunda mı diye? Elektrikler geceden gittiği için şehre indik, bir şeyler yedik. Fırtına az da olsa devam etti ertesi gün İstanbul'a geri döndük. Annem eve dönünce hemen araştırdı "saatli marif takviminden" bu ne fırtınası diye ( o zaman google yok tabii), öğrendik ki 12-15 Nisan arası Filiz Kıran" Fırtınası olurmuş. Yeni filizlenen ağaçların güçsüz olanların filizlerini yok edermiş. Kötü bir fırtına aslında...

Gün Batımı, sevimsiz ve iç karartıcı...
Bunu niye anlattım: İki gündür burada gene aynı fırtınadan var, serseme döndük, tabii biz şehirdeyiz sadece toz havalanıyor burada,  belki Davutlar'da daha sert esiyor olabilir ama biran annemi arayıp konuşmak istedim. "Anne bugün Filiz Kıran Fırtınası var, 91 senesinde yaşadığımızdan" demek istedim.  Bazen böyle oluyor, saatlerce telefonda görüşmelerimizi özlüyorum. Akşamları Merter'den eve dönerken 2 saati geçince trafik, annemi arardım, "konuş benle anne çok yoruldum" derdim. Şimdi düşününce kadını amma bayıyormuşum, akşam saati yemek hazırlayacak, yada bi program izleyecek. Ben meşgul ederdim. Şimdi Mert bana aynısını yapıyor. Evlat için her şeye katlanılır. O yüzden bugün annemi özledim. Nur içinde uyusun. 

Bugün yağmur yağmak üzere hava karardı, şimdi de yağmaya başladı. Fırtına biter artık. Ben de daraldım, gidip etamin yapıp uyuyayım. Hepinize iyi geceler...

Tuğba 
Annesini özleyen kız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...