28 Nisan 2020 Salı
Corona Günleri 43. Gün
Corona Günleri
43. Gün
Bu gece geç kaldım, kusura bakmayın, eve gelince ikinci adresimde yarın için zeytinyağlı biber dolması ve magnolya tatlısı yaptım. Şimdi bitti ve yazmaya başladım.
Bu sabaha pilates dersimle başladım, yogaya devam edemiyorum, her yerim ağrıyor hala yogadan. Sonrasında ofisimize gittik, olmayan işler için olurluk yarattık, temizlik yaptık, gene bir işler çıkarttık, çok şükür, sonrasında pide alıp döndük evimize.
Bu hafta normalleşmeden bahsediliyor derken THY, 28 Mayıs'a kadar uçuşların durdurulmasının uzatıldığı haberini aldım, bu beni rahatlattı belki bayram tatilinde il sınırlarını açıp, kavimler göçüne neden olmazlar.
Buna karşın, AVM'ler kapılarını tekrar 11 Mayıstan itibaren kademeli açacaklarmış. Bu durumda kim gider AVM'ye bilemiyorum ama bizim insanımız gider.
Bir başka ilginç haber ise Pentagon, Corona Ölümlerini unutturmak için donanma pilotlarının defalarca UFO'larla karşılaştıklarını söylese de, vak'a sayısı ABD'de 1 milyon sınırında. Zaten UFO'lar var, uzaylıları tez zamanda bekliyoruz, onlarla da tanışmasak olmaz bu dönemde, bir onlar kaldı çünkü...
Başka bir haber de ise "Nurella" Nur Yerlitaş'ın amansız hastalıktan dolayı dün vefat etmesi. Ben üzüldüm açıkçası, bu insan ünlülerin kostümlerini dikerdi en başta Benim Bülent Ersoy, Ajda Pekkan, Sibel Can gibi... Onların hayal gücü kesinlikle bizimkinden farklı olduğu için o müthiş kostümleri hazırlayabiliyorlar. Adı gibi Nur içinde uyusun.
Son olarak aylardır "dünyaya çarpabilir" denilen "gök taşı teğet geçecekmiş", çok şükür Dünya'ya çarpmayacakmış. Hepimize hayırlı olsun.
Günün haberlerini sizlerle paylaştım, ama Uzaylılar konusunda ciddiyim, tanışmak isterim. İzo "korkmaz mısın?" dedi, "niye korkayım, insanoğlu daha mı az tehlikeli? yada "niye onları tehlikeli diye düşünürüz? Belki bizi kötü insanlardan kurtaracaklar?" Tanışalım görelim...
Hepinize iyi geceler.
Tugba
27 Nisan 2020 Pazartesi
Corona Günleri 42. Gün
Corona Günleri
42. Gün
4 gün evde kal, sonra tüm Türkiye at kendini dışarı, üstelik maskesiz...
Bugün ofise giderken ki manzara buydu. Millet atmış kendini dışarı, maske, sosyal mesafe yok, trafik yapmışlar bi de Kuşadası'nda...
Çıldırmak içten değil. Bir de milleti bayrama kadar "bu iş biter'e" şartlamak hepten akıl tutulması. Keşke bu yazdıklarımda yanılıyor olsam. Dünya Sağlık Örgütü, biraz evvel "salgının yayılma hızında bi azalma olmadığını" yayınladı, biz yok filyasyon, yok öyle, yok böyle önledik, bayramda tatile gidebilirsiniz izni yaratmaya çalışılıyor.
Bayramdan sonra salgın atak yaparsa ne olacak? Kim sorumlusu olacak? Bu kadar fazla önlem varken her gün en az 100 kişinin öldüğü bi salgınla dalga geçip, meydan okuyan tek ülke olarak tarihe geçeceğimiz kesinleşti.
Biliyorum hepimiz çok sıkıldık bu durumdan, elimizden geldiği kadar normal yaşamaya çalışıyoruz bu süreci ama bir şeyler de yapmak gerek. Bugün ofise gittim, salgın kurallarının elverdiği kadarıyla neler yapabileceklerimi listeledim. Bu hafta motivasyonumu bunlarla ayıracağım, güzel işler çıkaracağıma inanıyorum.
Bugün Arctimo için "Anneler Günü Kupaları" tasarladım, yarından itibaren satışta olacak. Diğer işlerimi de sırayla yapmaya başladım, hadi hayırlısı...
Hepinize iyi geceler...
Tugba
26 Nisan 2020 Pazar
Corona Günleri 41. Gün
Corona Günleri
41. Gün
41 kere maşallah...
Bugün neşeli uyandım, dün çok moralsizdim ama yeni bir gün her zaman yenilikleri de beraberinde getirir. Akşam üzeri de Polonya'dan Savaş ile konuştuk, keyfim yerine geldi, kafamda oluşan projelerim için faydalı bir görüşme oldu, İlker bizi sinir etse de :).
Öğleyin, geçenlerde pişi tarifi paylaşmıştım facebook'ta, onu denedim, güzel oldu. Hepimiz afiyetle yedik. Sonra kendimi arka balkona attım. Partifikirlerinin malzemelerini toparladım, pek bir dağılmışım. Çok güzel kilitli kapaklı kutularım vardı, onları çıkarttım, mutfaktaki kileri temizledim, kutuları yıkayıp, bakliyatları içlerine yerleştirdim. Atılacak, verilecek bir sürü şey çıktı gene, onları da hallettim. Güzel oldu.
Akşam üzeri de ikinci adresimde yemek hazırlayıp yedikten sonra duşa attım kendimi... Yorucu ama huzurlu bir gün oldu.
Bugün saçlarımı kuruturken zorlandım, niye derseniz, 50 gündür kuaför yüzü görmedim, en son İstanbul'a geldiğim hafta gitmiştim kuaförüme, sonra tıssss... Saçlarım uzamış, harika ama ben muhakkak uçlarından aldırırdım şimdiye kadar ama nerdeee....Benim için depresyon yaratacak bir durum, mor kısmımda uzadı, yok olmak üzere, çok feci.... :)
Ocak ayında Tchibo'dan manikür seti almıştım ama alırken bu kadar işime yarayacağını düşünmemiştim. Artık evde tırnak bakımından vaz geçmeyeceğiz gibi...
Hava hala soğuk, balkonda oturulmuyor, güneş var ama ayaz. Meltem, amcasıyla bahçeye indi bugün de, ve güneşten yüzü yanmış, keza dün Mert'inde yüzü yanmış, ben o kadar yüzümü güneşe tuttum ama nafile.. Çocuklar mayıs sonu bronz olurlar iyice... Ben de havuz başında güneşlenmek için şezlong aldım kendime, bu sene ortak hiçbir yere oturmam, hava kıvama gelse bronz olacağım.
Bugün sizinle geçen hafta ofiste çektiğim Arctimo kupalı resmimi paylaşıyorum. Dışarı çıkmayınca resim de çekilmiyor. Yarın Arctimo Siparişlerim var, onlarla gene bi şeyler çekerim.
41 kere maşallah hepimize, yakın çevremizde ciddi corona olan olmadı, bizler hepimiz iyiyiz. Olan birkaç vak'a var ama onlarda iyiler çok şükür.
Bakalım Mayıs ayı bize neler gösterecek. Hepinize iyi geceler...
Tugba
25 Nisan 2020 Cumartesi
Corona Günleri 40. Gün
Corona Günleri
40. Gün
Bugün sokağa çıkma kısıtlamasının 3. günü, bana ağır geldi, yarın nasıl geçecek bilmiyorum. Kafamda yapmam, üretmem gereken bir çok fikir var ama hiçbirini yapamamanın siniri ve üzüntüsü var.
40 gün kolay değil, 18 yıl önce Meltem'in doğumundan sonra 40 gün annem evden çıkmama izin vermemişti, ama ben 25.ci günde delmeyi başlamıştım. 40 gün hiç hayat benim için, hepimiz için bloke olmamıştı. Bayrama doğru önlemleri gevşetecekler ama 70 gün geçmiş olacak bayrama kadar, sonrası nasıl güvenebileceğiz? Ben bu kadar çok bilginin saklandığı bir ortamda gevşetilmiş yaşamda hemen sosyalleşebileceğimizi pek sanmıyorum.
Bugün aslında benim için iyi başlamıştı, öğleyin Tuğçeler bahçelerine çağırdılar, onlara gitmeden Rukiye'nin Islak Kekinden yaptım. Mert'i de alıp komşularımıza gittik. Mert'e ev dışında olmak iyi geldi. Hepimize iyi geldi. Hava buz gibiydi ama temiz hava paha biçilmezdi. Bahçede güzel bir öğleden sonra geçirdik ama eve dönüp ikinci adresime atınca kendimi, moralim düştü.
40. Gün için daha farklı şeyler yazmayı planlamıştım. Neyse yarın daha iyi yazacağım. Gidip uyuyacağım hatta biraz sonra.
Hepinize iyi geceler
Tugba
24 Nisan 2020 Cuma
Corona Günleri 39. Gün
Corona Günleri
39. Gün
40'a 1 kala...
Hayırlı Ramazanlar...
İnanılır gibi değil, Türkiye 40 günden fazladır korona illeti ile savaşıyor. Sanki bu hafta "önümüzdeki iki haftayı" aştık galiba, bugün vak'alar daha kontrol altına alınabilmiş durumda gibi ama önlemlerin daha gevşememesi gerek, yoksa 40 gündür yaptığımız fedakarlıklar çöpe gider ki Sağlık Bakanı da aynısını söyledi bugün, "evde kalmaya devam" edip bu illeti yeneceğiz inşallah.
Aylardır beklediğimiz Ramazan ayı için dün gece ilk defa sahura kalkıldı. Bu sene feci sönük girdik. Eskiden " hurma ne kadar oldu bu sene?", "ramazan kolileri ne kadar olacak?" "İftar saatlerindeki İstanbul trafiği hayatımızı nasıl etkileyecek?" diye telaşlarımız olurdu. Bu sene hiç bunları yaşamadan kendimizi Ramazanın ilk gününde bulduk. Umarım Ramazanın sonunda bayramın gelmesiyle bu illet bizi terk eder... Hadi hayırlısı diyelim....
Dün akşam gerçekten harikaydı. Komşularımızla balkondan da olsa ortak bir şey yapmak hepimize iyi geldi. Hiç bir zaman unutamayacağımız bir 100. Yıl Kutlaması oldu bu şekilde açıkçası. Moralimize iyi geldi. Birbirimizle kaynaşmayı çok özlediğimizi anladık hepimiz.
Fotoğraflarını paylaşan herkese bir kere daha teşekkür ediyorum. Bloğumda harika bir hatıra olarak kalacak.
Bu illet biran evvel yok olsun çünkü insanoğlu kaynaşarak mutlu oluyor. Böyle evlerde tekil tekil, hep aynı kişiler, yaşam tutkumuza iyi gelmiyor, insan farklı kişileri görmeli, duygu ve düşüncelerini paylaşmalı, sadece ev yemekleri olmaz, farkı tatlar tatmalı, yeni yerler görmeli, gezmeli, bizler bunlardan beslenerek yaşama tutunmaya devam etmekteyiz.
Ev yemekleri demişkennnn, bugün evdeki ikinci adresimdeydim tabii ki, hem ana yemek hem de kek yaptım çayla yemek için. Mutfakta bulaşık bitmiyor mübarek, nasıl bi bereket, bıktımmmm.
Kalan vaktimde de sabahtan bazadaki kıyafetlerimi bi düzenledim. Hava hala soğuk olduğu için bir kaç yazlık parça aldım, tekrar kapadım. Akşam da deli işi taşlı goblenden yaptım. Hala başındayım, nasıl bitecek bilemiyorum.
Hepinize iyi geceler
Tugba
23 Nisan 2020 Perşembe
Corona Günleri 38. Gün
Corona Günleri
38. Gün
Bugün 23 Nisan, Neş'e doluyor insan...
Bu akşam saat 9'da o kadar mutlu olduk ki, site sakinlerimiz hep birlikte İstiklal Marşını okuduk, arkasından İzmir Marşı, 10. Yıl Marşı, evde de olsak büyük bir coşkuyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'mizin kuruluşunun 100. Yılını kutladık.
Finali İlker "Ankara'nın bağları" ile yapması da ayrı bir güzellik oldu. Karantina günlerinde komşular hep birlikte dans ettik, şarkı söyledik.
İnsanlar olarak birlikte bir şeyler yapmayı ne kadar özlediğimizi fark ettik. Allahım Korona için biran evvel çözüm bulunsun ve eski birlikteliklerimize geri dönelim. İnsanoğlu kaynaştıkça mutlu oluyor, uzaktan uzaktan iyi değil.
Bugün size söz verdiğim gibi yazımı sevdiklerimin çocuklarının fotoğraflarına ayırıyorum. Bu arada fotoğrafların arasında iki farklı fotoğraf var. Birincisi Kuzenim Semra Abla'nın dedesinin kurulan mecliste millet vekili olduğu yazısı (Yani Halam Neveda Işık'ın eşi Eniştem Şemsettin Işık'ın babası), ikincisi Anadolu'da, köylü çocuğun, bir elinde yavru kuzusu bir elinde Türk Bayrağı ile günün anlam ve önemini anlattığı video, günün en güzel hediyesiydi. Hani dün dedim ya, gelecek nesilden ümitsizim diye, bugün vaz geçtim, bu nesil gene Türk olduğunu anlayacak ve bayrağımızı sonsuza dek dalgalandıracaklar.
Sözü onlara bırakıyorum:
Derin ve Deniz Yeğinbaş |
Ali Emir Uzun
Mehmet Demir Çay |
Efe Mert Dikmen |
Ece Su Dikmen |
İkizler Burak ve Berrak Solaklar |
Yeğenim, Selen Saner |
Toprak Sezer |
İdil Uğuzluoğlu |
Banu ve Arda Sertaç |
|
Alisa Susi |
Zeynep Naz Gülenç |
|
Girayhan Sesli |
Mustafa Ege Şentürk |
Anadolu Çocuğumuz ve Kuzusu |
Şemsettin Eniştemin Babası, İlk Milletvekillerinden Hüseyin Hüsnü Işık |
Üçüzler: Azra, Ali Efe, Arya Hasuğur |
Türker ve İpek'in Kızları Mine ve Melisa Talayman |
Ela ve Eymen Kunduracı |
Zeynep Şirin |
Deniz Ulaş |
22 Nisan 2020 Çarşamba
Corona Günleri 37. Gün
Corona Günleri
37. Gün
BİZİM BALKON |
90'lardan sonra yetişen nesil ne yazık ki Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının bize armağan ettiği güzel ülkenin , ayrıcalıklarının farkında bile değil, onlar için bunlar doğal, abartmaya gerek yok. Biz olmasak onlara Atatürk'ü ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ne kadar büyük bir zorluk içinde var edildiğini ve biz Türklerin tekrar bir vatana sahip olduğunu aktaracak nesil yok. Son biziz belki 80'lilerin bazıları. Yazık.
Neyse bugün yemek yapma ile geçen bir gündü. Ev kadınlarının işi gerçekten zormuş, hak veriyorum onlara, "tüm gün mutfakta geçti" dedikleri doğruymuş. Önlerinde saygı ile eğiliyorum. Mutfaktan çıktım, Meltem'i eve kapanmadan 1.5 saat araba ile dolaştırdım. Eve geldik, yıkandım, sonra da balkonu süsledik.
Bugün yeni verilen maskelerden takmaya başladım. Edindiğim deneyimi size bir hikaye ile anlatmak isterim:
Yıl 1990, Gaye Teyze ile Londra'dayız, bazen Türk Mahallesine gidip yiyecek alışverişi yapardık, Türkiye'den gelen ürünleri almak bizi keyiflendirirdi. Bir gün Gaye Teyze kornişon turşusu almış. Turşunun markası Berrak Turşu, o zamana kadar bu markadan haberdar değildim. Kavanozun yüksekliği 16 cm gibi olsa içinde 3 sıra üst üste tek tek dizilmiş, eşit büyüklükte kornişonlar vardı. Birinci kat, ikinci kat, üçüncü kat, boylar aynı, ne eksik, ne uzun ne kısa, o zaman için hayretler içinde kalmıştım. Biz turşulardan almaya devam ettik ve sonra ben Türkiye'ye döndüm.
90'ların sonralarına doğru Berrak Turşuları, Türk Piyasasına da girdi, ben de o 3 sıra turşuları merak ettim bulur muyum diye, bir de ne göreyim. İhraç edilen kornişonlardan arta kalan uzun, kısa, şişman, cılız kornişonların hepsi karışık bir kavanozda, onu alıp yiyorsun. Çok üzülmüştüm, biz niye bu kadar güzel şeylere sahip olmuyoruz ve kalanları yiyoruz diye...
Bugün, günler sonra eczaneden aldığım maskeyi taktığımda, bize, Türk Milleti'ne layık görülen maske, tek kart tela, burun kısmında da tel olmayan gayet dandik bir şey, maske değil ama. Aklıma kornişonlar geldi, niye mi? Geçen haftadan beri İngiltere'ye gönderdiğimiz maskelerin, tek kat ve telsiz olduğunu zannediyor musunuz? İngiltere öyle olsa alır mı? Ama içeri de Türk Milleti, "ne versen razı", zaten cahiliz ya, koyun muhabbeti, çok üzüldüm ve içerledim.
Bizler her şeyin en iyisine layıkız ve olacağız. Umarım Türk Milleti tez zamanda kendine gelir ve hak ettiği yeri bulur. Yoksa yazık bize gerçekten yazık.
Bu günlük benden bu kadar, hepinize iyi geceler diliyorum.
Tugba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Drupa
Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...
-
Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...
-
Yıl Haziran 2013, Her gün işe gidip geliyorum ama akşamları Taksim'de nöbet tutanlara destek vermek için saat 9'da tüm ev halkı bal...
-
Eveeettt, beni iyi tanıyan dostlarım peynirden nefret ettiğimi bilirler. Kendimi bildim bileli bu böyleydi ancak aile baskısından, bir paza...