13 Nisan 2020 Pazartesi

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri28. GünLuppoBu haftaya Lup...

Tuğba'nın Ajandası:


Corona Günleri

28. Gün

Luppo


Bu haftaya Lup...
: Corona Günleri 28. Gün Luppo Bu haftaya Luppo ile başladık, nasıl mı? İlker ve Levent , sabah Migros'a gittiler ve haftalık ...

Corona Günleri 28. Gün Luppo




Corona Günleri

28. Gün

Luppo


Bu haftaya Luppo ile başladık, nasıl mı? İlker ve Levent, sabah Migros'a gittiler ve haftalık alışverişimizi erkenden yaptılar. Hafta sonunun olay abur cuburundan almayı ihmal etmemişler, Luppo almışlar. Levent hemen resim çekti,  ben de insta hikayeme koydum. Bugün en fazla yorum alan hikayem olmuş. 

Sabahları artık geç kalkamıyorum nedense ama bugün iyi oldu, tekliflerim vardı, gerçek işler yaptım bir kaç saat. Meltem uyanınca kahvaltısını yaptı, giyindi, hoop arabaya attım dolaşmaya. Aman bir mutlu oldu, bir mutlu.... Sahilden dolaştık ilk olarak, orada bizim siteden arkadaşımızın minik pizzacısı var, ondan Melto'ya patates kızartması aldım, ooo Meltem mest, sürmeye devam ettim. Meltem'i gezdirmekten geçen hafta mazot harcamışız, hadi dedim Söke'ye hem yol yapalım Meltem için hem de Serkan'dan mazotumuz alalım. 

Söke, Kuşadası'na arabayla 20 dakika mesafede ve Menderes Ovası'da,  Dilek Yarımadasının eteklerine kurulmuş çoookkk eski bir kenttir. Coğrafi konum tarih boyunca önemli bir kent olmuştur. İlk yerleşim milattan önce Genç Bronz çağında başlamış, daha sonra 1390'da Osmanlı Yönetimine geçmiş, İstiklal Savaşı'ndan sonra da Aydın İline bağlanmıştır.  Zengin topraklara sahip olduğu için Söke,  gelişmiş bir kenttir. 


Söke'nin her seferinde değişik yollarından giderek şehri keşfetmeyi seviyoruz. Bu sefer çok eskiden beri beğendiğim, palmiye ağaçlarının bulunduğu Aydın Caddesi' nden geçtik. Burada hem eski iki katlı Rum evleri, hem İzmir'deki apartmanlara benzeyen 3-4 katlı binalar hem de kentsele gitmiş yeni yapılar var. Arada parklar bulunan cadde, Söke'nin en nezih bölgesi olarak  her zaman ki gibi güzeldi. 

Bankaların bulunduğu tarafa geçince manzara feci idi, neden mi tabii ki unutulan sosyal mesafe, işi olan da, olmayan da sokaklarda dolaşan çılgın bir topluluk gördük. Corona salgınını bu şekilde durdurmanın imkan ve ihtimali bulunmuyor. Söke'nin nüfusu 120.000 ve binlerce kişi dışarıdaydı bugün. Büyük illerde dışarıdaki insan miktarını düşünemiyorum.

Bu işin çözümü için, ya gerçek hasta ve ölüm sayıları açıklanacak, millet biraz korkacak ve bu iş için gerekiyorsa 1 veya 2 hafta evden çıkmayacağız, salgın durdurulmaya çalışılacak,  yada hastalıktan ve parasızlıktan öleceğiz. Böyle hafta sonu sokağa çıkma, ama hafta içi çık, dolaş, salgını yay, sonra "20 yaş altı ve 60 yaş üstü evde kalarak salgını durdurmaya çalışıyoruz" demekle olmaz, esas yayılımı sağlayan bu saatten sonra 20-60 yaş arası. Üstüne üslük ekonomik olarak giderek dibe batıyoruz ve bazılarımız hiç çıkamayacak hale gelecek bu bekleyişten, sonunda intiharlar, evsizler, işlerini kaybetmiş insanlar, iflas etmiş büyük-küçük firmalar/fabrikalar, aklını yitirmiş bir toplum haline geleceğiz. 

Bunu devletimiz niye öngörmüyor anlamak mümkün değil. Ayrıca onlar bir çok olasılığı biliyorlardır ama bize hala abuk sabuk tiyatrolar, yalanlar ile "sizi çok iyi yönetiyoruz, kıskanıyorlar bizi" diye avutmaya çalışıyorlar ama halk iflas edince kim kimi avutacak meçhul.

Bir de televizyonda göya halka moral vermek için yaptırılmış çok reklam var, bazılarına katlanamıyorum. Sizler bizler el ele falan diyorlar, eskiden sağcı solcu vardı, şimdi sizler bizler, gerçekten nefret ettim bu ayrımlarla yaşamaktan. 

Aaaaa maske alan var mı? Bize hala maske falan gelmedi, Allahtan Serkan'larda vardı, daha önceden vermişti. Bugün de mazot almaya gittiğimizde siyah nano maske verdi hepimize, herkesin baş harfini işleyeceğim üzerilerine ki karışmasın. 

Bugünlük bizden bu kadar, hımm bir şey daha,  mutfağa bugün İzo girdi ben girmedim, bezelye ve pilav vardı yemekte. Yarına düşünüyorum bakalım ne yapacağım. Bu arada kedimiz Pıtır'ın benim yerimde kesin gözü olduğu kanıtlandı, fotoğrafını çektim, bilgisayarımın oradaki sandalyeye kurulmuştu masaya geldiğim zaman, hiç istifini de bozmadı. Oradan kaldırınca hemen yanındaki diğer sandalyeye attı kendini, beni gözetliyor masa altından. :))))

Hepinize iyi geceler...



Tugba


12 Nisan 2020 Pazar

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri 27. GünSokağa çıkma yasağın...

Tuğba'nın Ajandası:



Corona Günleri 

27. Gün

Sokağa çıkma yasağın...
: Corona Günleri  27. Gün Sokağa çıkma yasağında ikinci gün...  Cuma akşamından iki şey kaldı hepimizin aklında : 1. Biriyle ev...

Corona Günleri 27. Gün





Corona Günleri 

27. Gün

Sokağa çıkma yasağında ikinci gün... 

Cuma akşamından iki şey kaldı hepimizin aklında:

1. Biriyle evlenmeden önce muhakkak "10 Nisan gecesi neredeydin? " diye sorun...
2. Hafta sonları gene sokağa çıkma yasağı olacağı için hafta içinden lütfen "pırasanızı, colanızı ve Luppo'nuzu" tedarik etmeyi unutmayın" ...

Bu olayları uzun süre unutacağımız zannetmiyorum. Corona Günleri'de hatıra olarak yerini aldı. O gece yaklaşık 300.000 kişi dışarı çıkmış, bulaştırma potansiyelleri 1 milyon kişinin üzerinde, ya sabır... Şimdi ekranıma İçişleri Bakanının istifa ettiği haberi düştü. Hadi Hayırlısı amaaa kesinlik kazanmamış...

Bugün ılıman, güzel bir havaya uyandık. kaç gündür Levent balkon camlarını silmek istiyordu. İzo ile ekipmanları hazırladık verdik eline, walla süper sildi. O sırada yan blokta da 2 bey aynı şekilde cam siliyorlardı. Akşam Komşum Tamara Hanım ile konuştum, bizim eski mahallede de tüm beyler bu hafta sonu cam silmişler. Beyler baktılar ki evde boş durmak olmuyor kendilerini camlara attılar. :))))))) 

Ayrıca bugün rahat rahat üşümeden ön balkonda öğle yemeğimizi yedik. Artık içeride yemek yemeğiz diye düşünüyorum. 


Fakat öğleden sonra migrenim atak yaptı, çok kötü oldum. Sonunda İzo iğne yaptı ve uyudum, 7 gibi kendime geldim. Gene kendimi mutfakta buldum. Sabahtan pırasaları kavurmuştum, hemen bir gül böreği yapıp fırına attım. Bu gece biraz geç yemek yedik sonuç olarak, ne yapalım.

Sabahtan iyiyken Mert odasını toplamış ve bir kaç USB bulmuş, içlerinden birinde Elçinler ile 2012 yılının yazında Dubrovnik seyahatimiz olmuştu, onun resimlerini bulmuş, hepimiz gençmişiz, çocuklar çok küçükmüş, harika yerler görmüştük. Dalmaçya Kıyıları, Dubrovnik,  Hvar Adası, Split, Zagrep, olağan üstüydü, bir daha yurt dışına gidebilecek miyiz şu an için min. 2 sene gidemeyiz sanki. Kader de bu da varmış.

Bugün de bitti, ama dünün aynısıydı, bakalım önümüzdeki hafta  bize neler gösterecek? Her günü aynı yaşadığımız belirsiz günler ne zaman son bulacak? Her şeye rağmen hepinize iyi bir hafta diliyorum. İyi geceler...

Tugba


11 Nisan 2020 Cumartesi

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri26. GünSonunda sokağa çıkma ...

Tuğba'nın Ajandası:


Corona Günleri

26. Gün


Sonunda sokağa çıkma ...
: Corona Günleri 26. Gün Sonunda sokağa çıkma yasağı da uygulanmaya başlandı ama 2 saat önceden açıklanınca, benim  ülkemin  uyanı...

Corona Günleri 26. Gün




Corona Günleri

26. Gün


Sonunda sokağa çıkma yasağı da uygulanmaya başlandı ama 2 saat önceden açıklanınca, benim ülkemin 
uyanık insanları gene kuralları hiçe sayıp, bizleri aptal yerine koyup, attılar kendilerini dışarıya. Yemelerine imkan olmayacak kadar ekmek, içemeyecekleri kadar sigara alıp, Corona'yı da yayıp evlerine kapandılar. Ben anlamıyorum bunları, bizler değil miydik 4 hafta önce makarna, un ve diğer bakliyatları sokağa çıkma yasağı olabilir diye stoklayan? 1 aylık mı stokladık sanki? Topu topu 48 saat, bugün bitti neredeyse kaldı 24 saat. Ayrıca bugün 2 kere bize ekmek geldi, kargom vardı, o geldi, PTT araçları dağıtıma devam etti. Dün gece bunları açıkladılar ama bu insanlar hiç dinlemedikleri gibi hepimizin haftalardır aldığı önlemi çöpe attılar

Yurdum insanı her şeyi iyi yapıyor gibi gözükür ancak bir yerde patlak verir. Bu hiç değişmedi, hiç te değişmeyecek. Aslında halk olarak bizler çok akıllı, kıvrak zekalı insanlarız ancak sıkışınca içimizden bir "hep bendecilik" fırlar ve önümüzde ne varsa yıkıp geçer. Zaten bu yüzden ülke olarak "muasır medeniyetler seviyesine" bir türlü ulaşamamaktayız. Bu çok üzücü, bir kısım ama küçük bir kısım kendini yetiştiriyor, belli ilkeler ile çalışıyor, etik oluyor ama bunlara uymayan insanlarımız o yapılan güzel şeyleri de yok edip hayatımızı zindana çevirmeye devam ediyor. 

Bu sabah kalktım (sabah dediğim 11:00) , İlkerciğim kahvaltımı hazırladı. Daha sonra kendimi arka balkona attım. Çeşit çeşit kuş sesleri eşliğinde  devam ettim etamine. Dün akşamın sinirine iyi geldi. 

Bugün yemek için Gaye Teyzenin "tavuk köftesini" yapmaya karar verdim. Bir hırsla attım gene kendimi mutfağa, tarifi birebir yaptım, fırına attım. Yanına gene Gaye Teyze'nin "fırında patateslerini" pişirdim. Buzdolabında havuç vardı, onları da rendeleyip zeyinyağında sarımsakla kavurdum. Müthiş oldu. Akşam üzeri yedik mutlu olduk. 

Daha sonra kendimi gene etamine verdim. Bir baktım saat 9:30 olmuş. Ev halkına İzo tarhana çorbası yapmış, onu verdim, şimdi yazımı yazıyorum sonrası Netflix "Kore Dizisi"seyretmeye.

Bu karantina giderek zorlaşmaya başladı bence, bugün bunları yaparken Meltem uyandıktan sonra pek keyifli değildi. İlaç verdik, akşam üzeri kendine geldi, gelince de kudurdu. Güneşi görüyor ama herkes evde , dışarı çıkamıyor, pek anlayamadı. Bakalım yarın ne olacak? Kendimi en az Haziran ayına göre hazırladım ama şartlar zorlaşıyor, bence hepimiz için zorlaşıyor. Bir şey yapamadan, üretemeden evde oturmak ne kadar zormuş.  Allah yardımcımız olsun. 

Bugünlük benden bu kadar, hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...