Corona Günleri
56. Gün
İlginç bir Pazartesi
Çookkk ilginç bir güne başladık
bu sabah sabah çok erken uyandım 6 gibi, biraz sörf yaptım internette,
ilaçlarımı içip tekrar uyudum. Bi uyandım saat 11 olmuş, kalktım, balkona
geçtim. Biraz Aşk-ı Memnu baktım, Meltem ve Mert uyandı.
Onlara kahvaltı hazırlarken ev telefonu çaldı. "Ne
alaka" dedim, açtım. Adamın biri,kendini emniyetten bilmem
kim, "bu telefon hattının sahibini arıyorum" dedi.
Ben de "eşim" dedim. "Adı ne" dedi, "siz
bilmiyor musunuz" deyince sinirlendi ve "bakın bu konuşma
kayıt altına alınıyor, elinize kağıt kalem alın ve benim adımı ve sicil numaramı
yazın kontrol edin" dedi. Bana gelenler geldi, "beyefendi benim
çok işim var, çocuklara kahvaltı hazırlıyorum, uğraşamam deyince" telefonu
yüzüme kapadı. Bunu niye yazdım derseniz, hepimizin çevresinde bu
tip dolandırıcılık olayı yaşayan var, bugün bana denk
gelen ilk değil ama bu sefer ki çok ciddi hatta atarlıydı.
Hani boşluğunuza gelse adama kanabileceğiniz şekilde olduğunu ilk
defa gördüm, kandırılanlara geçmiş olsun diyorum ama neyle
karşılaştıklarını bugün daha iyi anladım.
Derken İstanbul'dan
iki müşterim aradı, aman dedim harika bir hafta başlangıcı, sipariş
aldım, derken internetten sipariş aldım, tam havaya girmişken, o ne!!
balkon zangır zangır sallanmaya başladı. Ben koptum, nefes alamadım. Evin
etrafına saçılmış ev halkı balkona geldi, hepimiz Kuşadası'na gene uzak
bir yerde güçlü bir deprem olduğunu zannettik ama öyle değilmiş. Deprem Kuşadası
Merkezli olmuş, aslında 3.6 ama hissettiğimiz 5-5,5 arasıydı.
Neyse İlkerciğim su verdi
hepimize, komşular konuştuk falan derken sakinledik. Ben de işlerimi toparlayıp
kendimi ofise attım.
İşlerimi bitirirken İstanbul'dan
beklediğim telefon geldi. Arayan Onkoloğumdu.
Raporlarımı incelemiş ve 5 seneyi tamamladığım için artık Tamoksifen
almama gerek kalmadığını ancak yıllık kontrollere devam edeceğim
haberini verdi. Ben gene koptum. Bu haberi almak için 5 yıldır
her akşam o ilacımı ve kan sulandırıcımı içtim ve sabırla bekledim. Troidlerim
bu ilaç yüzünden çöktü, kilo aldım, tırnaklarım bozuldu, minik ameliyatlar
oldum, gerçekten bıkmıştım. Sabrın sonu selamet ya ben de selamete ulaştım.
Allahım sevinçten hala uçuyorum. Duygularımı anlatmak çok güç. Bir daha tekrar
falan da olmayacak. Bitti.
Sevinç içinde eve döndüm,
çocuklarıma sarıldım, İlker’e ve İzo’ya sarıldım, ağladık, güldük. Sakinleşince
arkada Meltem, İzo ben oturduk biraz, arada İstanbul'dan Ayçin aradı, tam
konuşurken artçı sallantı oldu bu sefer. Yeter yani, bitmedi....
Son olarak ben hep bir şeylere
başlamak, öğrenmek çok severim ya, geçen hafta İzmir Ticaret Odası'nın Temel
İspanyolca Kursuna katıldım. Pazartesi ve Çarşamba akşam üzerleri, 48
saat, bugün ilk derse girdim. Çok güzeldi. Öğretmenimiz İzmir Ekonomi
Üniversitesi Hocası, 16 kişiyiz her yaştan, çok çok zevkliydi. Hayatımda
bir bu eksikti ama 48 saatlik bir kurs, başaracağım.
Harika bir gün geçirdi
diyebilirim. Corona gerzeklerinden
konuşmak istemiyorum AVM'lere giden vs.
Hepinize iyi geceler...
Tugba