7 Mayıs 2020 Perşembe

Corona Günleri 52. Gün




Corona Günleri

52. Gün


Bugünnnn, perşembe, güne tabii ki İngilizlerimle pilates yaparak başladım. Kahvaltı falan derken gene attım kendimi ikinci adresime. Akşamdan bahçeden gelen çileklere şeker döküp bırakmıştım, sabah suyunu salınca içine 4,5 adet karanfil ekleyip pişirdim. Sonuçta harika bir çilek reçeli oldu. Sonunda reçel de yaptım. 

Banyodan sonra saçlarımızı tepeden topladık kızımla
Bugün mutfaktayken artık ellerimin çok fena olduğunu anladım ve vinil eldiven takarak iş yapmaya karar verdim. Bu işin sonu yok. Her gün bir şey pişirmek gerek. Üstüne oje de sürdüm, ojelerim dayansın bari, aaaaa.....

Öğleden sonra Meltem'i yıkadık, saçları çok uzamıştı, yaklaşık 10 cm kestim. Artık bu konuda da uzmanım. Sevgili Kuaförüm Yunus Bey'in verdiği taktikle senelerdir başarılı bir şekilde hatunun saçlarını kesiyorum

Daha sonra duyarlı bir ebeveyn olan ben, Mert'in İstanbul'daki üniversite kursundakilerle, online toplantısına katıldım. Oğlum bu teknolojiden eksik kalamaz, üniversite kursunu online yapacak artı matematik dersi belki eve gelir Ender Hoca belki şimdiki gibi online devam ederiz. 

Bu yeni yaşam şekli demişken, bugün kuzenlerle yazıştık, ortak noktada vardığımız karar:  "Yeni düzenin  kurallarına göre yaşam düzeneği kuracağız, uyanlarla birlikte yaşayacağız, uymayanlardan uzak duracağız." Olay budur, dün düşünmemiştim biliyorsunuz ama bugün daha netleşti bazı şeyler kafamda.  Şimdi "kurallara göre yaşam şeklimi netleştirmek var" sırada, hadi hayırlısı...

Hava bugün rezaletti, hala hırka, üstüne yelekle falan takılıyoruz. Akşam üzeri Kıbrıs'tan Gaye Teyzeyi aradım, Girne de köydelermiş ve O da kazakla oturuyormuş. Bu senenin gerçekten keyfi kaçık, pek yerine gelmeyecek gibi. 

Akşam yemekten sonra da İzocuğumla mahallemizde bir turlayıp hava aldık. Dönüşte balkonumuza İlker'in iki sene sonra taktığı avizenin nasıl güzel olduğuna baktık bahçeden. Normal değiliz sanki.

Her günü aynı olan ama farklı yaşanan bir gün daha bitiyor, hepinize iyi geceler...

Tugba 





6 Mayıs 2020 Çarşamba

Corona Günleri 51. Gün




Corona Günleri

51. Gün


Bugün olanlar oldu millete, 2. evreye geçiş yapıldı ve hooopp herkes kendini dışarı attı. Maske kiminde var kiminde yok, garip bir hal almış durumda hissettim bugünü.

Tamam bu virüsle yaşamaya alışacağız ama eskisi gibi değil, sağlık bakanı da "eskisi gibi olmayacak hiç bir şey" der ama anlayan???? Millet Bodrum'a akın etmiş ki İstanbullular daha gidemiyor bir de gitseler düşünemiyorum.

Bugün gene diğerleriyle aynı olan bir gün yaşadık açıkçası, bize göre aynı, millete biraz farklı. Şu an bir boşlukta kaldım, yeni entegrasyon nasıl olacak? Ben buna nasıl ayak uyduracağım? 51 gündür bunu bi düşünmem gerekirdi ama koşturmaktan düşünemedim. Bir de bu duruma alıştım sanki. Migros'a git, ofise git (ofiste bir ben bir İlker olduğu için), evde otur, zoomdan pilates yap, her gün 6 kişilik yemek pişir, ye, iç, yıka, uyu.... 

Bu sene kesinlikle hiçbir güç beni restauranta götüremez, kuaföre gitmem, bu sayede zaten saçım uzadı, kafeye gidip kahve içmem, dışarıda başkalarının oturduğu sandalyeye, koltuğa oturmam, eee o zaman evden pek çıkmayacağız gibi. Ne yapalım, sağlık önemli, kuzularımla, İlker ile olmak her şeye değer, varsın sosyalleşmeyelim. Ne yapalım...

Siz ne hissediyorsunuz? Nasıl geçirmeyi düşünüyorsunuz 2. evreyi?

Hepinize iyi geceler...

Tugba

5 Mayıs 2020 Salı

Corona Günleri 50. Gün




Corona Günleri

50. Gün


50 gündür elimizden geleni yapıyoruz evde kalmak için ancak dun yapılan açıklamalar sonucunda, 65 yaş üstü 10 mayıs pazar günü 4 saat çıkabilir dendi. Bugün tüm yaşlılar kendilerini dışarı atmışlar, çok güldüm. Adamın biri "64 yaşındayım" der, bir diğeri "aaa bugün değil  miydi" der, hala işin gırgırındaydılar

Oğluşumla geçen günden bir hatıra
11 Mayıs'ta da kuaförler açılacakmış. Tamam da normal zamanda denetlenmeyen kuaförleri bu zamanda kim denetleyecek? 50 gündür başımızın çaresine baktık, devam edebilirdik. Ekonomik olarak çöktükleri için biraz da önceye çekildiler ama ekonomik olarak çökülmesin diye düzgün önlemler alınsaydı bu iş daha kolay atlatılırdı. Bu tabi benim kendi düşüncemdir. Eskiden de inanmıyordum. Bu saatten sonra vefat sayıları, vak'a sayıları bana hiç inandırıcı gelmeyecek.  

Çocukların çıkış günleri, saatleri düzenlenmiş, düzenleyen arkadaş bu çocukların online eğitimleri olduğunu hesaba katmamış, olur böyle şeyler, her şey gibi bu da normal.

Dün ki çocuklarımızın okulları ile ilgili çok güzel dönüşler aldım. Hepinize teşekkür ediyorum. 

Bugün Arıcı Ailesi için diğerleriyle aynıydı. Migren ile uyandığım halde pilatesle başladım, biterken Meltem uyandı. Sonra İlker Arıcı ile Hepsi Burada ve Arctimo siparişlerimizi hazırlamak üzere ofise gittik, kargoya gittik, eve geldik, İlker önce Meltem'i çıkardı, deniz kenarına götürdü, sonra Mert'i havalandırdı. Döndü.

Ben ikinci adresimde akşam yemeğini yaptım ve yedim. Hepimiz iyiyiz, gökyüzünde dolunaya 1 var ama Meltem fena değil, gece değişir mi bilemem.

Hepinize iyi geceler, selamlar...

Tugba

4 Mayıs 2020 Pazartesi

Corona Günleri 49. Gün




Corona Günleri

49. Gün


Caferli Köyünden Kara Ovay'ya bakış ve biz tabii ki
Eveetttt, Meltem'in doğum gününden sonra pek bi duygulandık hepimiz ama bugün toparlandık çok şükür. Hatta gece,  Yasemin Çay'ın kuzeni Ceren'in instagramdaki kardelen_hikayeleri 'de canlı yayına katıldım. 1.5 saat, çok yorgundum ama iyi geldi. Yaşamları paylaşmak çok güzel bence, ben kapalı kutu olmayı sevmiyorum. Hayat paylaştıkça güzel...

Pazartesi sendromu bende pek olmazdı, bugün de olmadı. Zaten evde bunalmıştık. Ofise gidip, biraz üretim yapmak güzeldi. Kargolarımızı hazırlayıp yolladık. 

Gün içinde dostum Melda E. Yalçınkaya'nın eşi Nezir'in Bahçeşehir Üniversitesi'nde webinarı vardı "Dijtalleşmenin iş ve insan üzerindeki etkisi". Diğer Konuşmacı bölüm başkanı Ahmet Aydemir'di. Bir ara şöyle dediğini duyunca sinir sistemim bozuldu. Niye diyeceksiniz?'

Lise son sınıfa gelen bir öğrencinin "illa önündeki 4 sene neyi okumasını seçmesinin erken olduğunu", üstüne de 4 yıl üniversiteyi bitirince "hemen bir işte çalışmasının erken olduğunu, ailesinin çocuğa baskı yapmamasını gerektiğini" söyledi, seveceği bir işi seçebilsin diye!!!!

Niye çıldırdın diyeceksiniz? Bizlerin 30'lu yaşlarımızda ebeveyn olduğumuzu düşünürsek, çocuklarımız bizler 50'li yaşlardayken üniversiteye gidecekler. Zaten 12 yıl zorunlu eğitim için hepimiz "2 yada 3 oda bir salon ev parası harcamışken" üzerine üniversite parası ödeyeceğiz, onlar okurken tüm gereksinmelerini karşılayacağız. Tam "hoh bitti" derken onlar evde oturmayı seçecek, Starbuck's a gidecekler, ayaklarında nike'ları üzerlerinde Les Benjamins tişörtleri, yaşamları aynen devam edecek.

Peki 55 yaşını geçen bir Türk insanını," karun" değilse artık kalan zamanında onca yıl kazandığı paraları kendi harcaması daha doğru değil mi? Zaten emekli olduğumuzda bir gelir azalması oluyor. İşte birikimle şunla bunla devam ediyorsun. 40'lı yaşlarda kazandıklarını kazanmıyorsun.

Tabii ki aman "çocukları atalım başlarının çaresine baksınlar" istemiyorum ama Üniversite Hocaları da böyle formatlamasın. Servet harcadığımız çocuklar "artık bir işe girsinler ve mümkünse arada sırada bize de bi hayırları olsun ekonomik olarak."

Kafanızı şişirdim ama eminim bir çoğunuz aynı ikilem desinizdir. Çocuklar bizi çok kullanıyor, iki arada bir deredeyiz. Para kazansınlar, bir kere de bizi bir tatile göndersinler, taksitleri onlar ödesin. Olmaz mı? Olur...

Hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba

3 Mayıs 2020 Pazar

Corona Günleri 48. Gün




Corona Günleri 

48. Gün


Bugün günlerden Meltem


Bir bana deseydi ki "kızının 18. yaş gününü karantinada kutlayacaksın", gülmekten ölürdüm. Hadi canım derdim. 

Bugün olan oldu ve biz sokağa çıkma kısıtlamasının altında, karantinada doğum günü yaptık, üstüne bir de misafirlerimizi zoom aracılığı ile ağırladık. Şaka gibi, İstanbul'dan, Kuşadası'ndan, İngiltere'den, İsviçre'den, inanılır gibi değil. Almanya'dan ve Kuveyt'ten de kaçırmışlar, Polonya'yı da ben atlamışım, çok feci kendimiz berbat hissediyorum,  bir de zoom'a yabancı olanlar bağlanamadı ama bugün anladık ki zoom ve benzeri sistemler onlarca kişiyi bir araya getirebiliyor. Tabii Marisa "aman alışmayalım, alıştırılmaya çalışılıyor, alışkanlık yapmasın" dedi. Bence de alışkanlık yapmasın. 

Ben aslında instagramdan canlı yayın yaparım diye düşünmüştüm ama sabah aklımıza zoom geldi, İlker hemen ayarladı ve çağırabildiklerimizi çağırdık. Zoom gibi bir şeye yabancı olduğumuz için anca bu sabah akıl edebildik
https://youtu.be/42OLSFPukOE  buradan izleyebilirsiniz.

Sizler ve güzel mesajlarınızı almak beni çok duygulandırdı bugün, yazımı yazıyorum ama kafam gidik. 18 yıl, bize bambaşka şeyler öğretti. Meltem ve Mert'e sahip olmak bizim için ayrıcalık oldu. Meltem'in özel durumundan dolayı Mert bizim için ayrı bir yerdeydi. Bir çocuğunuz "anne diye gelip sarılıyor", bir çocuğunuz yanınıza geliyor, kolları güçlü olmadığı için sarılamıyor, dudaklarını büzüp öpmesini bilmediği için sadece "dudaklarını yanağınıza değdiriyor ve gözlerinizin içine bakıyor". Çokkk karmaşık hisler çokkk... Bana "anne" demesini hala bekliyorum. 

Mert'e ne aldıysam Meltem'e de onu aldım. Mert'ten gençlik modasını takip ettim hep, nike ayakkabı giyiyorsa Meltem'e de nike aldım. Kıyafetleri hep en güzel yerlerden aldım hatta bu sabah ne giysin diye düşünürken, Berrak veya Duygu ya da Damla ne giyerdi doğum gününde diye düşündüm sonra dar kot üzerine krop tişört ve bol sweetshirt giydirdim. Çünkü kızlar onu giyiyor. 

Sizlerin çoğunuzun bize hep faydası, desteği olmuştur iyi zamanlarımızda kötü zamanlarımızda, hepinize tekrar teşekkür ediyoruz. Sizleri seviyoruz.

İyi akşamlar

Tugba

2 Mayıs 2020 Cumartesi

Corona Günleri 47. Gün 18'e 1 var...





Corona Günleri 

47. Gün

18'e 1 var...


Eveetttt, sanki gelmesine çookkk var dediğimiz güne bir kaldı ve yarın Meltem 18 yaşında olacak. 2 Mayıs akşamı Elçin beni aradı ve hastanede doğuma gireceğini söyledi, o zamanlarda sosyal medya falan yok, kibarlık var, gece 11'e kadar bi haber gelmedi, daha sonrasında da aramaya çekindik, rahatsız etmeye gerek yok diye. Sabah Elçin beni aradı ve Eren'i gece sezaryan ile doğurduğunu söyledi. Tabii mutluluktan uçtuk. 

Öğleden sonra da biz International Hospital'e gittik, kontrol için, o güne kadar her şey yolunda normal doğumu bekleyelim diyen doktorumuz acil sezaryana alması gerektiğini, bebeğin suyunun azaldığını söyleyince, bize de bir şok oldu. Hiç unutmam, ameliyathaneye ağlayarak gitmiştim. Öyle bir duygu ki, daha önce planlasan, o gün doğuracaksın, biliyorsun, hazırsın ama biran da karar alınınca hiç hazır değildim. Kızımı tam 40 hafta taşımışım artık dünyaya gelmesi gerek, benden ayrılması gerekiyordu. 

Şimdi düşününce "ayrılmasını istemediğim için" belki kaderi hep bana muhtaç olarak çizildi, kim bilir...

Bu sabah aklıma 1 yaş doğum günü geldi Prensesimin. İnsanın ailesi, bazen insanı çok zorlayabiliyor. Sizi çok düşündüklerini söyledikleri halde sadece kendilerini düşünüyorlar. 18 sene sonra ne kadar fazla verici imişim inanamıyorum. 


Meltem 22 günlük uyuyor, saçlar diken diken
O gün için 3 adet pasta siparişi verdim Divan'ın Sütlüce'deki fabrikasına, müşterimiz olduğu için hepsi ayrı ayrı şekilli yapıldı ve en son evde yapacağımızı da 1 sayısı şeklinde yaptırmıştım. O zamanlar böyle şeyler yoktu. Ben severim bilirsiniz değişik olmayı. 

Sabah ilk olarak babamın Ataköy'deki evine gittik Meltem, İlker ve ben, orada ilk pastamızı kestikten sonra Çamlıca'ya İlker'lere gittik. İkinci pastamızı onlarda kestik. Son olarak da akşam üzeri bizim evde annem, Banu ve arkadaşlarımızla 3. pastamızı kestik. Bir günde Ataköy, Çamlıca, Fenerbahçe, cumartesi trafiğinde müthiş bir maraton. Kızım zavallı, 3'üne de farklı elbise giyerek bizlere eşlik etti ve günü bitirdik. Gün sonu bende kayıt yok, hatırlamıyorum. Niye acaba??

Şimdiki zamanda olsa özel bir yerde 20-30 kişilik bir yaş partisi yapardık, gelen gelir, gelmek istemeyen gelmezdi, Ailen de olsa herkesin ayağına gidip tek tek mutlu etmek zorunda kalmazdık. O gün kızım ve eşimle ben mutlu edilmek isterdim açıkçası. 

18 yıl olmuş, neyin hesabındasın derseniz, kafayı zorlayan yada yara bırakan şeyler unutulmuyor, kim ne derse desin...

Yarın saat 14:00'de yani Meltemîn doğduğu saatte doğum gününü kutlayacağız. İnstagramdan canlı yayın yapacağım ama zoom olayını çözersem sizlere daha önceden haber vereceğim. 

Hepinize iyi geceler

Tugba

1 Mayıs 2020 Cuma

Corona Günleri 46. Gün




Corona Günleri


46. Gün

Yeni bir sokağa çıkma kısıtlaması ve biz. Sabah geç kalktık, en azından günün yarısını uykuda tüketelim diye. Geçen kısıtlamada yumurtamız bitmişti, Carrefour'a gidip yumurta alacaktım, gene gerekli gereksiz bir sürü şey alıp eve geldik, ha yanımda Mert'te vardı, zar zor ikna ettim ama çıkınca da mutlu oldu. 

Bizim mahalle maşallah marketteydi ama herkes elinden geldiği kadar mesafelere dikkat ediyordu arada fazla yaklaşıp tekrar birbirinden kaçıyorlar. Çok komikti. 

Yarın Mert seviye sınavına girecek, artık, önümüzdeki üniversite sınavına çalışması gerek, uzaktan eğitime devam hatta özel dersi de uzaktan eğitimle devam ediyoruz. Muhtemelen kursta uzaktan olacak, bakalım Mert nasıl başa çıkacak bu işle... ah ah  bu çocuk lise sınavına girecekken 15 temmuz darbesi olmuştu, sorular ilk sınavda feci zordu ikincisinde feci kolaydı, o sene girenler patladı, rezillikti. Zaten o sınavları bile manupüle ettiklerini tahmin ediyorduk, o da kanıtlandı, şimdi üniversite sınavına bir şekilde güvenmek ve hazırlanmak zorunda. 

Eskiden dolar 7 tl değilken yurt dışına gönderme hayalleri vardı, şimdi patladık gitti, ya %100 burslu yada devlet, yapacak bi şey yok. Gene yığılma olacak, yurt dışına gidemediği için çocuklar. Bu çocuk eğitimde şanslı değil.

Bu sene çok yakın arkadaşlarımızın çocukları hem lise hem de üniversite sınavına girecekler. Allah kolaylık versin, çok gerilmiş durumdalar. Lise sınavının zamanı değişecek mi belli değil. Üniversite temmuz sonunda, her şey nasıl yapılıp nasıl yetişecek, hayatımızın belirsizliklerinden biri daha. 21.yy'lın bu belirsizlikleri ömrümüzü kısaltıyor kesinlikle, hep bir kaygı, hep bir endişe, yoğun stress, zoorrr çok zorrr.

Hepsine başarılar diliyorum şimdiden.

Hepinize iyi geceler...

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...