11 Nisan 2020 Cumartesi

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri26. GünSonunda sokağa çıkma ...

Tuğba'nın Ajandası:


Corona Günleri

26. Gün


Sonunda sokağa çıkma ...
: Corona Günleri 26. Gün Sonunda sokağa çıkma yasağı da uygulanmaya başlandı ama 2 saat önceden açıklanınca, benim  ülkemin  uyanı...

Corona Günleri 26. Gün




Corona Günleri

26. Gün


Sonunda sokağa çıkma yasağı da uygulanmaya başlandı ama 2 saat önceden açıklanınca, benim ülkemin 
uyanık insanları gene kuralları hiçe sayıp, bizleri aptal yerine koyup, attılar kendilerini dışarıya. Yemelerine imkan olmayacak kadar ekmek, içemeyecekleri kadar sigara alıp, Corona'yı da yayıp evlerine kapandılar. Ben anlamıyorum bunları, bizler değil miydik 4 hafta önce makarna, un ve diğer bakliyatları sokağa çıkma yasağı olabilir diye stoklayan? 1 aylık mı stokladık sanki? Topu topu 48 saat, bugün bitti neredeyse kaldı 24 saat. Ayrıca bugün 2 kere bize ekmek geldi, kargom vardı, o geldi, PTT araçları dağıtıma devam etti. Dün gece bunları açıkladılar ama bu insanlar hiç dinlemedikleri gibi hepimizin haftalardır aldığı önlemi çöpe attılar

Yurdum insanı her şeyi iyi yapıyor gibi gözükür ancak bir yerde patlak verir. Bu hiç değişmedi, hiç te değişmeyecek. Aslında halk olarak bizler çok akıllı, kıvrak zekalı insanlarız ancak sıkışınca içimizden bir "hep bendecilik" fırlar ve önümüzde ne varsa yıkıp geçer. Zaten bu yüzden ülke olarak "muasır medeniyetler seviyesine" bir türlü ulaşamamaktayız. Bu çok üzücü, bir kısım ama küçük bir kısım kendini yetiştiriyor, belli ilkeler ile çalışıyor, etik oluyor ama bunlara uymayan insanlarımız o yapılan güzel şeyleri de yok edip hayatımızı zindana çevirmeye devam ediyor. 

Bu sabah kalktım (sabah dediğim 11:00) , İlkerciğim kahvaltımı hazırladı. Daha sonra kendimi arka balkona attım. Çeşit çeşit kuş sesleri eşliğinde  devam ettim etamine. Dün akşamın sinirine iyi geldi. 

Bugün yemek için Gaye Teyzenin "tavuk köftesini" yapmaya karar verdim. Bir hırsla attım gene kendimi mutfağa, tarifi birebir yaptım, fırına attım. Yanına gene Gaye Teyze'nin "fırında patateslerini" pişirdim. Buzdolabında havuç vardı, onları da rendeleyip zeyinyağında sarımsakla kavurdum. Müthiş oldu. Akşam üzeri yedik mutlu olduk. 

Daha sonra kendimi gene etamine verdim. Bir baktım saat 9:30 olmuş. Ev halkına İzo tarhana çorbası yapmış, onu verdim, şimdi yazımı yazıyorum sonrası Netflix "Kore Dizisi"seyretmeye.

Bu karantina giderek zorlaşmaya başladı bence, bugün bunları yaparken Meltem uyandıktan sonra pek keyifli değildi. İlaç verdik, akşam üzeri kendine geldi, gelince de kudurdu. Güneşi görüyor ama herkes evde , dışarı çıkamıyor, pek anlayamadı. Bakalım yarın ne olacak? Kendimi en az Haziran ayına göre hazırladım ama şartlar zorlaşıyor, bence hepimiz için zorlaşıyor. Bir şey yapamadan, üretemeden evde oturmak ne kadar zormuş.  Allah yardımcımız olsun. 

Bugünlük benden bu kadar, hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba

10 Nisan 2020 Cuma

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri 25. Gün100. GÜNBugün çok d...

Tuğba'nın Ajandası:


Corona Günleri 

25. Gün

100. GÜN

Bugün çok d...
: Corona Günleri  25. Gün 100. GÜN Bugün çok daraldım ve kendimi dışarı attım. Sahile doğru gittim oradan şehir içine girip ana yola ...

Corona Günleri 25. Gün




Corona Günleri 

25. Gün

100. GÜN

Bugün çok daraldım ve kendimi dışarı attım. Sahile doğru gittim oradan şehir içine girip ana yola çıkarken solda Enstitü Pazarı diye bir mağaza vardı, baktım önü boş hemen park ettim girdim içeri. Burası kocaman bir tuhafiye aslında, Kuşadası'nda tek. İzo, yün ve şiş alıp bir şeyler örmek istiyordu ama geç kaldığımız için bende Etamin Pano aldım iki tane iple yapılan bir de yeni bocukla yapılan çıkmış, ondan da aldım, çıktım mutlu mutlu. Yanında adliye vardı, oraya da uğradım, Meltem'in vasiliğini almak için mahkeme açmamız gerek, görevli 30 Nisana kadar kapalıyız, sonra takip edin dedi. Malum kızımız 3 Mayıs'ta 18 yaşında olacak. 

Oradan Migros alışverişi ve eve dönüş, bu kadar çok yere uğrayınca, aldıklarımı dezenfekte ettim, kendimi banyoya attım. Yoruldum walla... Banyodan sonra tartıldım, 1 kilo daha vermişim. Hem sağlıklı besleniyoruz, hiç dışarıdan yemiyoruz hem de sinirden bence kilo verdim. Neyse iyi oldu.

İzocuğumla aldıklarımı açtık, nasıl yapacağımızı planladık. Panolar bitince "Corona Günleri Hatırası" yazıp çerçeve yaptıracağız. Belki sergi yaparız evde, bir kaç tane daha yaparsak. Bu işler bizi birkaç hafta oyalar diyoruz. Haftaya havalar biraz ısınıyor, rüzgar kuzeyden gelmezse balkonda gündüzleri keyif yapabiliriz.


Bugün 100. Gün. Çin ilk olarak 31 Aralık 2019'da Corona Virüsünü dünyaya duyurdu. İlk başlarda pek de umursamadık, Çin bunun salgına döndüğünü anlayınca insanları eve kapatmasını, film izler gibi izledik. Hatta Çin'i vahşi insanlar olarak suçladık, eve insanları kapattı ve dışarıya adım atmalarına kesinlikle izin vermedi diye.

Ocak ayı böyle geçti, şubat ortalarına geldiğimizde hala işin ciddiyetinde değildik. Taaki Mart'ın ilk haftasında Avrupa'da bir takım hareketler başladı ve fuarlar yavaş yavaş iptal edildi, konserler iptal oldu, işler karışmaya başladı. İran bir anda devreye girdi ve hızlı ölümler meydana gelmeye başlayınca hepimizi ne oluyor demeye başladık. Derken hastalık İtalya'da görülmeye başlayıp her gün yüzlerce insan ölmeye başlamasıyla "Dünya Sağlık Örgütü" "Pandemiyi" önümüze koyuverdi.

Bu yüzyıl daha felaket görmemişti, ve olan oldu. Salgınla yüz yüze kaldık. 100 gündür de aşı ve ilaç bulunması için deli gibi çalışılıyor, Türkler olarak biz 4 haftadır bu işin içindeyiz, diğer ülkelere göre adaptasyonumuz iyi gibi ama en az 2 ay daha evler deyiz ne olacak bilemiyorum. 

Bugün ayrıca Kayın validem Türkan Sultanın aramızdan ayrılışının 6. ayı, zaman çabuk geçiyor, nur içinde uyusun. 

Bugünlük bizden bu kadar, hepinize iyi geceler derkennnn flaş haber yayınlandı; 2 günlük 31 ilde tüm vatandaşlara sokağa çıkma yasağı kondu. Hayırlı olsun...

Tugba

9 Nisan 2020 Perşembe

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri: Corona Günleri 24. Gün Herkese merhaba, dün gece yanlış yayın seçimine basmışım, gece yayınıma ulaşamadınız ama sabah tekrar yayınl...

Corona Günleri 24. Gün




Corona Günleri


24. Gün


Herkese merhaba, dün gece yanlış yayın seçimine basmışım, gece yayınıma ulaşamadınız ama sabah tekrar yayınladım, neyse olur böyle şeyler, dün garip bir gündü zaten. 
Arkamda Milli Park ve deniz tabii oteller

Bugün de çok garip bir şeyle başladım güne, gene delirdi diyeceksiniz ama ne yapayım beni buluyor böyle değişik şeyler.... Geçen gece İngiltere'de yaşayan Kuzen Dilek ile konuşurken size bahsetmiştim, plates yapacaktım bağlantı kuramamıştım internet yükünden,  amaaa sabah 10'a alınca tabii ki bağlandım. Yeni moda Zoom ile tabii ki...Tam 1 saat, 5 İngiliz + Kuzen  ile plates yaptım. İngilizce olması tabii ki harikaydı benim için, ikinci ana dilimde plates yapma şerefine ulaştım hem de günler sonra spor yapmak iyi geldi walla, çok mutlu oldum sabah sabah...

Ha bu arada başımın derdi Mert gene internete girdi çünkü bu sabah canlı dersleri 9-12 arasıydı, adam peşimi bırakmıyor yok rahat... :)

Spordan sonra balkonda kahve içtim, bugün çok sakindi ortalık, hani dışarının bir sesi vardır gün içinde şehir gürültüsü, bu sabah ortalık çok sessizdi. Hava hala ayaz, buz gibi. Zaman geçtikçe "bu iş nasıl sonuçlanacak", "ne yapacağız" diye düşünmeden edemiyor insan, bir de mecburen dışarı çıkmak zorunda kalıyoruz, market alışverişi bitmiyor. Dışarıdan su alıyoruz, şişeleri siliyoruz falan ama bakalım bu süreci hastalanmadan geçirebilecek miyiz merak ediyorum. 



Sonrasında gene bir yemek furyasının ardından televizyonda İçişleri Bakanlığının 20 yaş altı ağır engelli çocukların maskeli ve sosyal mesafeyi koruyarak dışarı çıkarılabileceklerine izin verdiğini açıklayınca hoop Meltem'i kaptım arabaya attım, bu sefer Davutlar üzerinden Güzelçamlı, Milli Park girişine kadar ana yoldan gittik, 3 hafta önce size bahsettiğim pembe şeftali ağaçlarının hepsinde yapraklar çıkmış, bu sefer Kara Ova yemyeşil olmuştu. Yazı sabırsızlıkla bekliyorum, şeftali candır, çok özledim yemeği.... 

Deniz dolunaydan kaynaklı aşırı yükselmiş ve dalgalıydı. Biraz durup iyot aldık, sırasıyla İzo ve ben  denizin dibine gidip resim çektik, Meltem'i çıkaramadık  çünkü her an denize atlayabilirdi, aslında Meltem'in adını Deniz koyacaktık, son anda değiştirdik ve denizden gelen ılık rüzgar Meltem'i koyduk. ama bu çocuk deniz çocuğu, her an girmeye hazır. 

Bugünlük bizden haberler bu, hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba


8 Nisan 2020 Çarşamba

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri

Tuğba'nın Ajandası: Corona Günleri: Corona Günleri 23. Gün Eveeettt, bugün 11'e doğru uyandım, kendimi mutfağa attım, kahvaltıdan sonra bugünün yemeklerini yapayım ...

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...