2 Şubat 2022 Çarşamba

 1 ay bitti...


Eskilerin sözüyle "her geçen gün eskiyi arar hale gelmek". Ben aslında eskide yaşamak istemiyorum, eskiyi hatırlayıp "bunu şunu bu kadara alırdık, şurada yemek yerdik" demek istemiyorum ama 1 ayda geldiğimiz sonuç: Evde elektrik kullanmaya korkar olduk, dışarı yemeğe çıkamıyoruz, her markete gidişimizde yeni fiyatlarla dehşete kapılıp geri dönüyoruz. 


Dün Migros'tan indirimli yumurta aldım. Üzerinde "son tüketim tarihi yaklaşan ürün" diye ibare vardı. Ayol yumurta yahu. 50 yaşıma 6 ay kala bu durumlara düşmek istemezdim.

Ülkemizin hiçbir ferdi bunu hak etmiyor ama belli bir kesim cahillikten sadece ekmek ile beslenir hale geldikleri için algı sıkıntısındalar, ekmek şekere, şekerde beyinde morfin etkisi yaptığı için önümüzdeki ay ekmek için mi para bulacak yoksa elektrik için mi farkında değil bu arkadaşlar. 

Şu an masamda çalışırken bu lafları yazma ihtiyacı duydum. "İhracat ile şaha kalkacaz" deniyor, 6 aydır da sıkı bir ihracat çalışması içindeyim ama zorluklar diz boyu;  ihracat için ülkemize güven duyulması gerek, ekonomimizin güçlü olması gerek, para sıkıntısı, kredi sıkıntısı içinde olmamamız gerekiyor. Uluslararası kredi notumuz yerlerdeyken adamlar niye bize güvensin. 

Allah hepimize yardım etsin ama bu yılda zor geçeceğini daha ilk aydan kanıtladı. 

Sevgiler herkese...

Tugba

30 Aralık 2021 Perşembe

2021 Bitiyor Galiba...

 

Bitiyor ama nasıl bi bitiş, yazık yıllardan biri oldu. Kişiliksiz, belirsiz, kimin ne yaptığı belli olmayan, saçma sapan bir yıl oldu bana göre, size nasıl geldi?



Tabii ki güzel şeyler oldu mu oldu!

Bu yıl bizim için değişimler yılı oldu her şeye rağmen: 

Oğlumuz üniversiteye girdi. 

Kızımızın İstanbul'da yaşayamayacağını öğrendik. 

Kuşadası'nın bizim için vaz geçilmez bir yer olduğunu anladık

Orta yaşlı olup hala çalışma hayatının içinde olmak istediğimizi anladık

Hala bizi yönetenlerin bizi aptal yerine koymaya devam edeceklerini anladık

Komplo teorilerinin yavaş yavaş gerçeğe dönüştüklerini görmeye başladık

Bu yılın özeti bana göre buydu. 

Ülkemizin inişli çıkışlı yaşamında gene kendimize bir yer bulduk. Bu ülkede ve yaşamda biz bardağın boş değil dolu tarafındakileri görüp anlamakla geçiriyoruz yaşamımızı, 2022 de de buna devam edeceğiz

Herkese şimdiden mutlu yıllar...


11 Kasım 2021 Perşembe

1 Kasım 2014

 



Göğüsümdeki kitlenin fark edilişi ve 5 kasımda ameliyatla alınması, 12 Aralık 2014, ilk kemoterapim. 

Bunların üzerinden 7 sene geçti. Hala korkularım devam ediyor mu? Evet. Bunu yaşamayan kesinlikle bilemez. Sonuçta doktorunuz kansersiniz diyor ve ölümle burun burunasınız. Tedaviye cevap verip vermeyeceğinizi bilmeden tedavinin içinde buluveriyorsunuz kendinizi, hastalık sizi yönetiyor, vücudunuzun kontrolünü o ele alıyor. Sizin tek yapacağınız şey, huzurlu bir ortamda hayatta kalmaya çalışmak. 

Ne kadar şanslıyım ki harika bir çevrem vardı. Ailem, dostlarım beni biran yalnız bırakmadılar, haberi alan evime koştu, ne yapabilirim dedi. 

O sıralarda benim zarif dostum Yeşim İnsel bana içinde kendi dostlarından beni hiç tanımayan dostlarından birer yazı yazmalarını istemiş. Terapilerim bitince de kendimi iyi hissettiğim bir zaman da bu yazıları okumamı istemişti. 

Zamanı gelince de ben o yazıları okudum, ağladım, güldüm. Mutlu oldum, beni tanımayan ama iyi insanlar harika destek yazıları yazmışlardı. Bu tip şeyler bu hastalığı yaşamayanlar için garip gelebilir ama inanın her yerde, her şeyden minik yada büyük mutluluklar çıkartmayı öğreniyorsunuz, yaşama yeniden bakmayı öğreniyorsunuz. 

İşte o yazılardan biri Sevgili Bahar Korçan'a aitti. O zaman kendisi daha hasta bile değildi. 22 Aralık 2014'te bu yazıyı bana yazmış. Hayatı anlamayı o kadar güzel özetlemiş ve iyi dileklerde bulunmuş ki bu sabah o sinir hastalıktan vefat ettiğini öğrenince çok kötü hissettim. Derin bir anlamsızlık hissettim. İyiler hep erken gidiyor ne yazık ki. 

Toplantım vardı, bitince hemen sizlerle paylaşmak istedim. Bir gün bir kere yaşanıyor, güzel taraflarından bakalım her şeye, iyi insan olalım,, huzurlu olalım. Kötülükten beslenmeyelim. Hayat çok kısa... ama yaşamaya değer hem de mutlu olarak....

Tugba


Bazen sert eser

Bazen şiir gibi akar

Bazı anlar derinlemesine acı

Bazı anlar inceden mutluluk sızar.

 

Bazı dünya kafasıyla anlayamadığımız

 

Eşidini bulamadığımız

Nedeni, niçini bol olaylar,

 

Bizi boşlukta bir yere sürükler.

 

Ama bu olağan üstü sistemde tesadüfe yer yoktur.

Her şey bizden çok ötede hesaplanıp yazılır.

Her acının

Her kahkahanın

Her aşkın

Her ayrılışın

Her sıcak tenin

Her hazzın

Her notanın

Her nefesin;

Doğru denklemde oturduğu bir yer vardır.

 

Amacı olmaktır bu hayatın.

Bir kapıdan girer birinden çıkarız.

Tek kalıcı güç olan sevgi için

Nefeslenir,

Sevgiyle bir olmak için var oluruz.

 

Güç Sevgidir

Sevgi Güçtür

 

Farkına vardığında her zorluğu yok eden tek enerjidir.

 

Ve Sevgili Tuğba;

O güçten eminim sen de derin derin derinlemesine…. Var.

Kullan onu…

Sevgiyle Kal

 

Bahar Korçan

22 Aralık 2014

5 Eylül 2021 Pazar

Hoşgeldin Sonbahar

 Evetttt...


Bu yılında son aylarına yavaş yavaş geliyoruz. Yoğun geçen Ağustos ayının sonunda Oğlumuz Ali Mert'in Özyeğin Üniversitesi'ne girmesi açıkçası bizi çok gururlandırdı. 12 yıllık eğitim hayatında her türlü okul değişikliğe maruz kalan Mert, bu son okulunda da eğitimciler inat etmeselerdi, çocukları etiketlemeseydiler,  Ali Mert daha da yüksek puan  alabilirdi. 

Okulun etiketlediği, Ali Mert gibi 2 arkadaşı daha vardı, 3'ü de gayet güzel üniversitelere girdiler. Halbuki okul (Söke Doğa Koleji) '3'ünü de gözden çıkartmıştı, bunlardan bi halt olmaz diyordu yüzümüze baka baka, halbuki velilerle daha iyi bir işbirliğine girseler, bir nebze bizi dinleselerdi, Ali Mert daha da yüksek puan alabilirdi. 

Ha 12 yıl boyunca sadece Doğa Koleji mi?  Fevziye Mektepleri Işık'tan sırf aşırı öğrenci kayırdıkları için 1 saatte Mert'i devlete almıştım. 7 okul değiştirdik, Okulların hepsi gerçekten berbatlar. Hakkıyla yapan okula rastlamadım. 

Bu rehberlik servisleri falan hikaye, ellerindeki kalıplara öğrenci uymuyorsa, aile ile işbirliği yapıyormuş gibi görünüp kendi bildiklerini okuyorlar. Ben defalarca " Mert'e sorumluluk verin, Mert istediğinizi yapacaktır" dememe lazım, onlar kendi bildiklerini okudular. Sonuç ben de çocuğumu oradan oraya taşıdım. 

Ağustos ayı içinde İlker, Mert ve ben vakıf üniversitelerini dolaştık. Kimisi dershaneden bozma, kimisi eskimiş ama çok güzel.  Özyeğin'e gittiğimizde İlker ve ben aşık olduk ortama, öğrenciler 
çok tatlı, aklı çalışan, geleceğimizi temsil eden çocuklardı. Bi nebze içimiz rahatladı. beyin göçü çok oldu ama kalanlar da potansiyel var. Hocalar desen, devlet ile aralarında çok fark var. Demokratik bir ortamda, hür düşündüklerini hissedebiliyorsunuz. Top artık Ali Mert'te, umarım keyfini çıkararak 4 yılını okur, bitirir. 

Allah hepimizin yavrularına iyi günler göstersin. 

Tugba


22 Ağustos 2021 Pazar

Evdeki Sular

Herkese merhaba,

Öğleden sonra cuma günü temizlik olduğu halde evi tekrar süpürdüm, buharlı süpürge ile de sildim, dezenfekte ettim. Havadan toz yağdığı için, ruhum dayanamadı, bi çırpıda temizledim, zaten ev küçücük. Sonra da  garip İstanbul havasında fenalık geldiği için kendimi banyoya attım. Ne yazık ki o sırada İzo'da mutfakta yemek hazırladığı için bi soğuk bi sıcak bi ılık suda yıkandım çıktım. Kafam kazan gibi oldu sinirden. Niye mi?

Bildiğiniz gibi İstanbul'da 2020 yapımı bir residance'ta evimizi tuttuk ki rahat olalım, akıllı ev olsun. Her şey kontrol altında olsun. Buraya kadar her şey normal.

Gel gelelim musluktan akan sulara: 

İlk problem musluktan akan su, gürül gürül akamıyor, daireye giriş vanasından çıkış kısılmış, neden??? Fazla tazyikli gelirse su boruları patlıyormuş. Of of...

İkinci problem ki bu problem TC'deki her evde mevcut, biri banyodayken başkası suyu kullanmamalı, kullanırsa zavallı yıkanan, soğuk suda yıkanır. 

2020 yılı yapımı, Residance... ama yapan mantık "Laz Müteahhit"...

Dıştan iyi görünsün, içten ne olursa olsun mantığı hala geçerli bu ülkede...

Eğitim Şart, özellikle eğitim şart, tüm müteahhit olmak isteyen vatandaşlarımız ne olur üniversitede İnşaat Müdendisliği okusunlar... 

Sevgiler

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...