20 Haziran 2018 Çarşamba

İlk Günler...



Yazımı geçen hafta yazmam gerekiyordu ancak 2 tır dolusu eşyayı açmak 10 günümüzü aldı hala açılmayan kolimiz var. Taşınmak zormuş. Hiç kolay olmadı bir de 14 yıl aynı evde oturunca çok yayılmışız, gerekli gereksiz her şeyi biriktirmişiz. Bu taşınma tam bir detoks oldu bizim için, neyimiz var neyimiz yok tekrar bir hatırladık. Salondaki büfede o kadar çok kullanmadığımız bardak tabak vs vardı ki şimdi mutfakta özel bir köşe yaptım dönüşümlü onları da kullanıma açtım. Daha ne kadar dolap bekleyebilir ve niye beklesin?

Kuşadası hava olarak harika bir yer… Şu ana kadar çok bunalmadık. Daha denize girecek vakit bulamadık ama havuza 3 kere girdik. Meltem suya kavuşunca çok keyiflendi. Şu ana kadar eve alışması iyi gidiyor. İlk olarak onun odasını düzenledik, kendi eşyalarına kavuşunca çok mutlu oldu. Ön balkondaki salıncak onun ve bizim kurtarıcımız. Babası da balkona TV kurdurunca Meltem’in keyfine diyecek yok.

İkinci Ergenimiz Mert eve kolay alıştı. O da kendi odasını kendi düzenledi biz hiç karışmadık, çok kullanışlı bir hale getirdi. Lambalarını kurdu, elinden gelen tüm işleri kendi yaptı, şimdilik mutlu ama daha interneti bağlatamadık, bu hem cebimizi hem de Mert’in moralini hatta yardımcımız İzo’nun bile moralini çok etkiledi. Bakalım bugün baba oğul Ada’ya indiler çözüm arıyorlar.

Babamız çok mutlu, şişkinliği indi, şekeri hala yüksek ama iniş yönünde, 3 ay sonra daha iyi olacak eminim. O her gün yüzüyor bize inat ama yüzsün biz mutlu oluyoruz.
Kedimiz Pıtır çok şaşırdı ama  da alıştı, gene her gün öğle uykularını salonun baş köşesinde yapıyor akşamları arka balkonda çam kokuları içinde keyif yapıyor, hayat O’na güzel…

Beni sorarsanız çok mutluyum. İnsanın kendi sahip olduğu evde yaşaması başka oluyormuş, kendi seçimimizden dolayı kirada oturan ben çok mutluyum. Belki de onlarca kutuyu bu yüzden çok hızlı açtım ve yerleştik. Bundan dolayı çok yorgun değilim. Her şey daha iyi olacak bundan eminim.

Yavaş yavaş etrafı keşfetmeye başlayacağım. Hatta Eczacı Hanımdan Kirazlı Köyünde çok güzel kahve içebileceğimiz bir yerin adresini aldım. Kirazlı Köyü bize 10 dakika mesafede… Görüşlerimi sizinle paylaşacağım.
Şimdilik benden bu kadar, önümüzdeki günlerde buluşmak üzere….

29 Mayıs 2018 Salı

Son 7 Gün !



Bugün 29 Mayıs, İstanbul'un fethi, hava kasvetli, tipik İstanbul havası ve ben evde kızımla ilgileniyorum.

Şu an Kral TV seyrediyor ve pilates topunda zıplıyor. Bu kadar enerjiyi nasıl buluyor anlamıyorum. Biraz bana da verse mükemmel olur. Kuşadası'na taşınmamıza 7 gün kaldı. Heyecan dorukta, bitirilmesi gelerek işlerimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Evi topluyoruz, oğlum okula gidip geliyor, boş vakitlerde dostlarla görüşüp depo yapıyoruz kendimize... 

Ben kimim? Eski matbaacı, Osman İlker'in eşi,  Meltem ve Mert'in  annesi, kedimiz Pıtır'ın bakıcısı ki şu an aynı sandalyeyi paylaşıyoruz niye başka yerde oturmuyor anlamıyorum. Doğma büyüme Kadıköy Fenerbahçeli, hatta Üsküdarlı eşimi bile Fenerbahçeli yapan ben, eşimle son 5 yılda yaşadıklarımızdan sonra 3 ay önce buralardan taşınmaya karar verdik. 

İlk olarak İzmir gibi düşündük ama bi büyük şehirden diğer büyümeye çalışan büyük şehir bizi pek memnun etmedi. Bodrum'da yazlığımız olduğu için oranın coğrafyası günlük yaşama çok elverişli olmadığından aklımıza 20 yıl yazlığımızın olduğu Kuşadası geldi. Kuşadası merkezdeki 4+1 satılık tüm evleri bir günde gezdik ve ilk gördüğümüz evimizin en güzel ev olduğuna karar verdik sonunda da satın aldık. Kuşadası İzmir'e 45 dakika mesafede olması, daha derli toplu bir yerleşim bölgesi olması, balkonumuzdaki manzara evimizin rahatlığı ve en önemlisi havanın temiz ve şehrin çok sessiz olması bizi bizden aldı. Burada cadde üzerinde oturduğumuz için araç gürültüsü artık tahammülsüz bir hal almış durumda buna gündüz kentsel dönüşüm eklenince bitik bir durumdayız.  

Biraz bizden bahsetmek isterim: Ben 45 yaşında emekli ama girişimci biriyim. Eşim de emekli ve girişimci, 16 yaşındaki kızımız Meltem doğuştan beyin hasarlı ama dünya güzeli sessiz prenses, 14 yaşındaki paşa oğlumuz Ali Mert 9. sınıfı bitiriyor ve evimizin en önemli insanı Meltem ve Mert'in bi tanesi İzolda ve kedimiz Pıtır. Klasik bir Türk ailesi olan biz, kızımızın hastalığı ile 16 yıldır ailecek çok şey atlattık. Engelli ailesi olmak hem ayrıcalık hem de dünya üzerinde bilinmez durumlarla savaşmak bize kalp krizi, meme kanseri, 2 ev parasına mal oldu ama kızımızı hiçbir şeye değişmeyiz. 

Bizle ilgili genel bir bilgi verdikten sonra Tuğba'nın ajandasında sizinle Kuşadası maceralarımızı paylaşmak istiyorum. Umarım bizim gibi radikal taşınma kararı alacaklar için yararlı olur. Bize de yararlı olur, İstanbul'u özleyeceğimizi biliyoruz ama İstanbul bizi çok yordu, artık onu misafir olarak yaşamak bize daha iyi gelecek. Bundan eminiz. Haftaya taşınınca görüşmek üzere...

Tuğba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...