29 Kasım 2020 Pazar

29 Kasım 1997

 


Herkese merhaba,

Bu tarih nerden çıktı derseniz, bu tarih bizim evlilik tarihimiz ve çok şükür bugün 23 yılı bitirdik. Nişan falan derseniz aslında 24 yıl da diyebiliriz. 


İyi ki İlker Arıcı ile karşılaşmışım, iyi ki hayat arkadaşım O olmuş. Bu 24 yıl inanılmaz renkli geçti. Çok eğlendik, çok üzüldük ama hep beraber olduk çok şükür. Bundan sonra da bi bu kadar daha beraber olmak nasip eder allah inşallah. 

İlk beş yıl, her yıl bu tarihte evimizde parti yapardık. İçinizden hatırlayanlar olacaktır, İlker bana hediyeler alırdı, güzel yemekler yerdik, içerdik. Çok güzel zamanlar geçirmiştik o ev partilerimizde. Sonra çocuklar olunca kendimizi kaybettik gittik. Öncelik ikimiz değil, bebeklerimizdi. 

10. Yılımızda parti yapacaktık, ölümler oldu olmadı. 15. yılı niye yapmadık hatırlamıyorum. 20. yılda korkunç berbat günlerden çıktığımız günlerdi, evlilik yıldönümünüz hatırlamıyoruz bile. 

2018'te artık hayat bizim için biraz olsun yavaşlamıştı sanki, Kuşadası'na taşındık, buradayken artık 2-3 günlük minik çevre gezileri tasarlayıp kendimize zaman ayıracaktık göyaaaa.... ama bunun vakti daha gelmemiş. Henüz bu gezilere çıkamadık, gene ölümler, hastalıklar oldu. Bi de covit hortladı.  Şu salgın bir kaç seneye biterse gene yapacağız, ha bir de deprem. O da kabus gibi bizim için, çocuklar büyüdü ama evde yalnız bırakamıyoruz. 

Mert yuvadan uçunca da kızımızı yanımıza alıp gezilere çıkacağız, gene baş başa olmayacak ama olsun, hayat kuzularla güzel. İyi ki Arıcı Ailesi olmuşuz. Hayat bizim için hepimiz bir aradayken ne olursa olsun güzel. Allah bizi ayırmasın. 

İlker Arıcı bu sene depremden etkilendi, kafa dağınık, özlü sözlü yazılar yazmamış benim için, ben bu sefer ajandan da yer vereyim dedim. "Seviyom Arıcı'yı hem de çok".

Herkese iyi geceler...

Tugba

27 Kasım 2020 Cuma

20.000

 


Herkese merhaba,


Bugün, bir tanıdığımla bir şey konuşuyordum, coronaya ama dikkat edelim falan dedik derken adamcağız bana  "sayılar nasıl 20.000'lerin üzerine çıkmış aniden" demez mi? Baka kaldım. Bu kişi asgari ücretle çalışan, daha iki ay önce kayınpederini covitten kaybetmiş bir TC vatandaşı. 


Son 20 yılda harika bir nesil yetişti canım ülkemde, nasıl bu kadar vicdansız bu nesile kıyıldı anlamak mümkün değil. Millet ekonomik nedenlerle ailesine para yetiştirmeye çalışmaktan, kafasını kaldırıp olup biteni göremediği gibi, efsunlanmış bir şekilde bunca aydır söylenen yalanlara da kanıyor. Sonra da gerçek olamayan ama en azından gerçeğe daha yakın rakkamları duyunca da şaşırıyor. Bunun gibi düşünen, yorumlayan bu ülkede milyonlar var. Halbuki baştan gerçekler paylaşılsaydı, gerçekten evde kalması gerekenler kalır, işe gidip para kazanması gerekenler dışarı çıkardı, bu sayılar böyle olmazdı. 

İktidar niye buna kalkıştı, onların elinde olmayan bir olayı saklamak ile ne elde ettiler bilmiyorum ama olan gene millete oldu. Ölen gene millet, parası ve mevkii olan her gün test yaptırıp kendini emniyete alıyor. Dünyada çivisi çıkmayan nokta kaldı mı acaba?

Gene yurdumun garip önlemlerinden dolayı bugün Mert öğleden sonra birkaç derse girmedi, çocuğu havalandırmaya çıkardım, starbucks yaptık döndük. Hafta sonu ders programı korkunç olduğu için bugünü feda ettik. Bi akıllı çıkıp da "saatlerin değişmesi gerekiyor" demiyor bir haftadır. Bekliyoruz, Allah büyük, birinin aklına gelir...

Yarın gene karantina var, bakalım ne olacak? İşler sarpa sardı bence artık, bundan sonrası hastalanmadan bahara oradan yaza ulaşmak. 

Bu gecelik bu kadar, hepinize iyi geceler...


Tugba

26 Kasım 2020 Perşembe

Tuğba'nın Ajandası: Çember daralmışken biz ne yapıyoruz?

Tuğba'nın Ajandası: Çember daralmışken biz ne yapıyoruz?:   Herkese merhaba, Biz evde otura otura ben de gene gün mevhumu kaybolmaya başladı. Her gün aynı şeylere uyanıyoruz, aynı şeyleri yapıyoruz....

Çember daralmışken biz ne yapıyoruz?

 


Herkese merhaba,

Biz evde otura otura ben de gene gün mevhumu kaybolmaya başladı. Her gün aynı şeylere uyanıyoruz, aynı şeyleri yapıyoruz. Yemek yapmak eziyet, akşamları dizi-mizi seyret, gün bitiyor. 

Bugün kendimden bahsetmek istiyorum: 


Geçen haftadan beri Londra üzerinden online plateslerime geri döndüm. Bugün Nevin bizi öldürdü. Şimdiye kadar ki en ağır plates dersi oldu benim için. İlk karantina döneminde 5 kilo vermiştim sonra 2 kilo almıştım, neyse ki deprem sayesinde 2 hafta iştah kaçınca hemen 2 kiloyu verdim. Üzerine de plates hedef kiloma bir kaç ay sonra ulaşırım diye düşünüyorum. 

İşin sırrı yememek ve egzersiz yapmak, yoksa hem yiyeyim hem oturayım olmuyor. 

Hatırlarsınız, geçen aylarda ev detoksundan bahsetmiştim, ben devam ediyorum. Ev eşyalarında devam ediyorum, hala çok var ama baya verdim. Yazlık kışlık geç yaptım bu sene, havalardan dolayı, iyi durumda olanları dolap uygulamasında satmaya başladım. Doğru fiyat olursa satılıyor. Sevindim kendi kendime. 

Tabii hep evde oturunca sabah, dolaba bakıyorum, her gün farklı bir şeyler giymeye çalışırken komik olaylar da başıma gelmiyor değil. Bu sabah Zara'dan 4 sene önce aldığım yarısı kadife yarısı suni deri taytım vardı, onu giydim, her şey normal, ofisime geçtim bir oturdum, fışırt diye bir ses geldi. Çok oralı olmadım. Sonra işe güce daldım, bir ara bir baktım üzerimden siyah siyah kumaşlar dökülüyor. Amanın... Suni deri fışırdamış, parçalara ayrılmış, her yere dökülüyor. Tabii tayt çöpü boyladı. 

Ben gene dolaptan her gün farklı bir şeyler giymeye devam edeyim, bu durumda olanlar ile kolay vedalaşırım. 

Şunu gene hatırlayalım, eğer dolabındaki kıyafeti 2 sezon giymediysen bir daha asla giymeyeceksin demektir. Ver yada sat gitsin, yenilere yer açılsın. (Siyah gece kıyafeti gibi kıyafetler dışında tabii ki)

Bugün, kızımla Selçuk tarafına doğru bir gittik, bir geldik. Bayan mutsuzu kesmedi ama ne yapayım, her zaman araba kullanmak iyi olmuyor, yoruluyorum ama O da evde sıkılmasın diye elimden geleni yapıyorum, kısa tur oldu bugün. 

Şimdi yeni yıl versiyonlarını oluşturduğum arctimocom sayfama geri dönüp biraz daha çalışayım. 

Hepinize harika bir akşam olsun.

Tugba


23 Kasım 2020 Pazartesi

Tuğba'nın Ajandası: Su içiyor muyuz acaba?

Tuğba'nın Ajandası: Su içiyor muyuz acaba?:   Bugün Sevgili Dostum Rukiye, instada ne zaman su içilmeli diye bir post yayınlamış. Çok hoşuma gitti ve bugün ki konum bu olsun dedim.  Gü...

Su içiyor muyuz acaba?

 



Bugün Sevgili Dostum Rukiye, instada ne zaman su içilmeli diye bir post yayınlamış. Çok hoşuma gitti ve bugün ki konum bu olsun dedim. 

Gün boyunca ne kadar su içiyoruz acaba? Uzmanlara göre günde 3 litre için diyorlar da, o uzman günde 3 litre  su içiyor mu acaba? İç demek kolay ama içmek gerçekten zor. Hele kış oldu mu hepten zor. Ben şahsen 1 litreyi ortalama da buluyorum ama 3, hiç olmadı, ya sizin? Yorumlarınız bekliyorum.

Bir de şuna takık bir durumdayım. Uzmanlar Avrupa'da da mı günde 3 litre derler acaba? Avrupa'da 1 litre şişe su 3.-Euro civarında, onlar bizim gibi 19lt. damacana almazlar, hadi "tab water" yani musluk suyu içilebilirdir, oradan da içerler ama o da bedava değil, sonuçta ona da para veriyorlar. Sonuç: Uzmanların 3 litre su isteğine hala şüpheli bakıyorum. :)

Gelelim gün içinde su içmek için en iyi 7 zaman:

  1. Uyandığın zaman (iç organları aktive etmek için)
  2. Spordan Sonra (Kalp ritmini normale döndürmek için)
  3. Yemekten 30 dk. önce (sindirime yardımcı olmak için)
  4. Duş almadan önce (Kan basıncını düşürmek için)
  5. Yatağa gitmeden önce (Varsa günlük sıvı eksikliğini gidermek için - ha bir de uykunun ortasında tuvalete gitmek için)
  6. Hastaysan (Vücudun daha iyi çalışması için)
  7. Yorgun hissediyorsan (Vücut sistemini şarj etmek için)
Bu zamanlardan seçin, beğenin suyunuzu için. Afiyet olsun...

İyi geceler

Tugba


22 Kasım 2020 Pazar

Başlık gene mi Yalanci Karantina????

 

????????????

Bu sabah televizyon seyrediyordum. Kanalın biri vatandaşlar ile karantina saatleri ile ilgili röportaj yapıyor, kimse anlayamamış, saat kaçta karantina başlar biter, kim hangi saatte çıkar. Çok güldüm ağlanacak halimize, korona zaten yorgun olan beyinlerimize hiç iyi gelmemiş, üzerine de milletin kafası iyice karışmış. 


Bu yetmez gibi bir de BBC Türkçe'nin 6 ay sonra tekrar Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaptığı cesur haberi seyredince tekrar bu virüsle dalga geçilmemesi gerektiğini gördüm. Çekim sırasında ölen kişi ceset torbasında giderken onun yatağını başka ağır hastaya hazırlıyorlar, oradaki çalışan personel perişan. 

Biz buna inat hala uzaktan eğitim çok zor, evde bunaldık, dışarda kahve içmeliyiz gibi kapris üzerine kapris yapmakla meşgulüz. İşte çalışanlar işlerine gitsin gelsin, diğer kimse çıkmasın artık, bu virüsü bu gidişle çokkk uzun bir süre bitiremeyiz. 

Biz Arıcılar ne yaptık? 

Sabah güzel ama soğuk bir havaya uyandık. Mert online derslerle geçirdi tüm günü, Meltem Arıcı, evde kalmanın sınırlarını zorlamakla tüm günü geçirdi. Ben ve İlker de web sayfamızın işleri ile uğraştık. Ben video çektim arctimo instagram sayfam için. Uğraşı büyük, umarım karşılığını alırım. 

Biraz evvel gene yalancı karantinamız başladı. Nasıl bir önlem olacaksa bu, neyse buna da şükür ama ben devamını, gerçek karantinaları bekliyorum. 

Herkese iyi geceler...

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...