10 Mayıs 2020 Pazar

Corona Günleri 55. Gün




Corona Günleri


55. Gün


Bugün 65 yaş üstü için "4 saat dışarı çıkmalarına"  izin verildi. Bizim Kadıköy'ün nüfusunun yaşlı olduğunu biliyordum da bu kadar bilmiyordum. Gelen resimlerde cadde de sanki normal gün cadde kalabalıklığı olmuş. 

Biraz evvel aldığımız bir habere göre de çoğu evlerine dönmemiş. :))))) İşin şakası tabii ama 2 aya yakındır evdeler, insanı geren ve yoran bir şey. Onlar da haklılar, dört duvar arasında kalmak çok zor hele o yaşta. 

İzo şu an Trendyol' un anneler günü reklamını seyrediyor, yaşlı kadına hediye geliyor, kutuyu silmeden kutuya sarılıyor, İzo da oturduğu yerden "kadın; kutuyu sil ilk önce sarılmadan" diyor. Halimiz tiyatro oldu. 


Biz de bugünü sakin geçirdik. Evde düzenlemeler yaptık, İlker tamiratları vardı, onları yaptı.  Dışarı çıkmadık. Tuğçelere gittik, bahçe keyfi yaptık. Gene Tuğçe'nin resimlerini çektim. Hamile olduğu için profesyonel resim çektiremiyor,  ben gittikçe resim çekiyorum. Eğlenceli oluyor. Beyler ok attılar, akşamı ettik. (Tuğçeler site komşumuz, teknik olarak dışarı çıkmadık) 

Bu arada Kendi fotoğraflarımda artık  gıdım çıkıyor. 50'ye iki kala annem gibi oldum. Onun da tiroidi vardı, hatta anneannemin de vardı, benim de var, şimdi bir de şişti. Çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim hele haşimoto hastası olmaktan nefret ediyorum ama yapacak bir şey yok. Son 4 ayda 5 kilo verdim Haşimotoya direnerek, umarım yaz sonuna kadar da 5 kilo daha veririm. Göreceğiz. 

Bence bu normalleşmeye dönüleceği için gene önümüzdeki 2 hafta bence çok önemli olacak. Bakalım sayı artacak mı yoksa aynı oranda kalacak mı? Merak ediyoruz. Ben açıkçası hala endişeliyim. Bu kadar evde kaldık korunduk ama turizm ve avmler canlanacak diye kendimi ve ailemi riske atamam. 55 günden sonra da alıştık bence, sadece markete gidip eve dönmek ve oturmak, evden çalışmak daha faydalı olacaktır. 

Önümüzdeki 2 hafta çok önemli diyerek hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba 

9 Mayıs 2020 Cumartesi

Corona Günleri 54. Gün




Corona Günleri

54. Gün

Bu haftasonu ilk defa bize kısıtlama yoktu. Benim için çok bir şey fark etti mi? bilemedim. Bir ara dışarı çıktık, etraf 34 plakalı araçlar doluydu, çoğu da yazlık bahçe mobilyaları önünde park etmiş, mobilya bakıyorlardı. 

Bu sabah Meltemiko
Migros'taki durum ise geçen haftaya göre çok farklıydı. Gayet sakindi. Rahat rahat alışverişimi yapıp eve döndüm. 

Kendimi ikinci adresime attım; zeytinyağlı yeşil fasulye, zeytinyağlı enginar, fırında mücver üzerine de magnolya tatlı yaptım. Aaa bi de börek harcı hazırladım yarın için, kuş üzümlü ıspanak kavurdum. İzo'da tavuk yapacaktı, onun harcını hazırladı, pişirdi. 

Sonunda bittim. Magnolyalardan komşuma da yaptım, bir nefes aşağı kata indim. Selda demez mi fırında patlıcanlı köfte yaptım diye. Patlıcanı yememek olmazdı, tabii ki oturup yedim. Üzerine de yorgunluk kahvemi içip eve döndüm. Dönerken de Ece Su bana bugün aldıkları papatyayı hediye edince benim anneler günü hediyem gelmiş oldu. 

Yarın Anneler Günü, kimimiz için sevinçli, kimimiz için buruk bir gün olacak. Ben bu tip özel günleri sevmeyen bir insanım, hele annemin vefatından sonra hiççç hoşlanmıyorum

Gene de tüm annelerin "Anneler Gününü" şimdiden kutluyorum.

Hepinize iyi geceler...

Tugba

8 Mayıs 2020 Cuma

Corona Günleri 53. Gün





Corona Günleri


53. Gün


Eveeetttt, bugün de her günü aynı yaşadığımız güne güzel uyandık. Meltem de vakitli kalktı. 


Kuştur Sahili
Birkaç iş görüşmesi ardından yazlık kışlık yapmaya karar verdim. İyi de oldu. Hala vedalaşmam gereken kurumsal kıyafetlerim var ama işte bir türlü vedalaşılmıyor. Tam bitirmedim, yoruldum. Yarın bir daha eleme yapacağım. Aslında Moda Grusu  Amerikalı Tim Gun "bir kıyafeti 2 sene dolabından çıkartmadıysan bir daha asla giymeyeceksin demektir" demişti bir programında. Adam haklı ama işte sanki "onlar dolapta durunca giymesen de iyi hissediyorsun", sıkıntı bu, bunun özüne inmek gerek:)

Bir ara mola verdiğimde nihayet İstanbul'daki onkoloğumu aradım, tabii ki bulamadım ama pazartesiye online randevu aldım. Raporumu mail attım, ultrason ve mamografiyi ister muhtemelen, onları da kargolarım artık ne yapayım. İnşallah ilaçlarımı sonlandırır ama bilemeyiz şimdiden. Bekle Tuğba bekle bakalım...

Gene eşyaları toparlarken bir fotoğraf albümü düştü önüme, içine bir baktım, Londra'daki kaldığım yurtta çektiğim fotolar. Odamı çekmişim, cuma partilerimizi, bir sürü şey ama içlerinde bir tanesi dikkatimi çekti. Ben ankesörlü telefondayım, arka planda Tunç'ta her sene yaptığımız sümenin sayfası asılı, oda oda isimleri de yazmışız, arayan bulunamazsa not alırdık, okuldan gelen herkes ona bir bakar öyle odasına giderdi. Vay be gene olayları yönetmeye devam etmişim 22 odalı katın telefon notları benim Türkiye'deki şirketimin sümen kağıdına yazılıyormuş. Bu arada benim kıyafet fena değil, o zaman beyaz tişört çılgınlığı vardı ama gözlükler feci, aman tanrım...

Toplama işi bitince biraz kestirdim. Saat 18:30 gibi Meltem'i attım arabaya dolaşmaya çıktık. Bugün yürüyüş yapan insanlar çoktu. Maske çok kişide vardı.Şehir iftar öncesi telaşındaydı ama kötü değildi. Pide aldık, 4 TL'ye arabanın tozunu aldırdık ve eve döndük. 

Bu arada Yataş'a uğradık, tam 6 senedir yatağımı değiştirmek istiyorum,  hep başka şeyler araya girdi.Bakalım bu sefer başarılı olabilecek miyim? Göreceğiz....

Bugün de böyle geçti, bitti. Biraz sonra tabloma dönüp biraz iş yapacağım. Hepinize iyi geceler...

Tugba 



7 Mayıs 2020 Perşembe

Corona Günleri 52. Gün




Corona Günleri

52. Gün


Bugünnnn, perşembe, güne tabii ki İngilizlerimle pilates yaparak başladım. Kahvaltı falan derken gene attım kendimi ikinci adresime. Akşamdan bahçeden gelen çileklere şeker döküp bırakmıştım, sabah suyunu salınca içine 4,5 adet karanfil ekleyip pişirdim. Sonuçta harika bir çilek reçeli oldu. Sonunda reçel de yaptım. 

Banyodan sonra saçlarımızı tepeden topladık kızımla
Bugün mutfaktayken artık ellerimin çok fena olduğunu anladım ve vinil eldiven takarak iş yapmaya karar verdim. Bu işin sonu yok. Her gün bir şey pişirmek gerek. Üstüne oje de sürdüm, ojelerim dayansın bari, aaaaa.....

Öğleden sonra Meltem'i yıkadık, saçları çok uzamıştı, yaklaşık 10 cm kestim. Artık bu konuda da uzmanım. Sevgili Kuaförüm Yunus Bey'in verdiği taktikle senelerdir başarılı bir şekilde hatunun saçlarını kesiyorum

Daha sonra duyarlı bir ebeveyn olan ben, Mert'in İstanbul'daki üniversite kursundakilerle, online toplantısına katıldım. Oğlum bu teknolojiden eksik kalamaz, üniversite kursunu online yapacak artı matematik dersi belki eve gelir Ender Hoca belki şimdiki gibi online devam ederiz. 

Bu yeni yaşam şekli demişken, bugün kuzenlerle yazıştık, ortak noktada vardığımız karar:  "Yeni düzenin  kurallarına göre yaşam düzeneği kuracağız, uyanlarla birlikte yaşayacağız, uymayanlardan uzak duracağız." Olay budur, dün düşünmemiştim biliyorsunuz ama bugün daha netleşti bazı şeyler kafamda.  Şimdi "kurallara göre yaşam şeklimi netleştirmek var" sırada, hadi hayırlısı...

Hava bugün rezaletti, hala hırka, üstüne yelekle falan takılıyoruz. Akşam üzeri Kıbrıs'tan Gaye Teyzeyi aradım, Girne de köydelermiş ve O da kazakla oturuyormuş. Bu senenin gerçekten keyfi kaçık, pek yerine gelmeyecek gibi. 

Akşam yemekten sonra da İzocuğumla mahallemizde bir turlayıp hava aldık. Dönüşte balkonumuza İlker'in iki sene sonra taktığı avizenin nasıl güzel olduğuna baktık bahçeden. Normal değiliz sanki.

Her günü aynı olan ama farklı yaşanan bir gün daha bitiyor, hepinize iyi geceler...

Tugba 





6 Mayıs 2020 Çarşamba

Corona Günleri 51. Gün




Corona Günleri

51. Gün


Bugün olanlar oldu millete, 2. evreye geçiş yapıldı ve hooopp herkes kendini dışarı attı. Maske kiminde var kiminde yok, garip bir hal almış durumda hissettim bugünü.

Tamam bu virüsle yaşamaya alışacağız ama eskisi gibi değil, sağlık bakanı da "eskisi gibi olmayacak hiç bir şey" der ama anlayan???? Millet Bodrum'a akın etmiş ki İstanbullular daha gidemiyor bir de gitseler düşünemiyorum.

Bugün gene diğerleriyle aynı olan bir gün yaşadık açıkçası, bize göre aynı, millete biraz farklı. Şu an bir boşlukta kaldım, yeni entegrasyon nasıl olacak? Ben buna nasıl ayak uyduracağım? 51 gündür bunu bi düşünmem gerekirdi ama koşturmaktan düşünemedim. Bir de bu duruma alıştım sanki. Migros'a git, ofise git (ofiste bir ben bir İlker olduğu için), evde otur, zoomdan pilates yap, her gün 6 kişilik yemek pişir, ye, iç, yıka, uyu.... 

Bu sene kesinlikle hiçbir güç beni restauranta götüremez, kuaföre gitmem, bu sayede zaten saçım uzadı, kafeye gidip kahve içmem, dışarıda başkalarının oturduğu sandalyeye, koltuğa oturmam, eee o zaman evden pek çıkmayacağız gibi. Ne yapalım, sağlık önemli, kuzularımla, İlker ile olmak her şeye değer, varsın sosyalleşmeyelim. Ne yapalım...

Siz ne hissediyorsunuz? Nasıl geçirmeyi düşünüyorsunuz 2. evreyi?

Hepinize iyi geceler...

Tugba

5 Mayıs 2020 Salı

Corona Günleri 50. Gün




Corona Günleri

50. Gün


50 gündür elimizden geleni yapıyoruz evde kalmak için ancak dun yapılan açıklamalar sonucunda, 65 yaş üstü 10 mayıs pazar günü 4 saat çıkabilir dendi. Bugün tüm yaşlılar kendilerini dışarı atmışlar, çok güldüm. Adamın biri "64 yaşındayım" der, bir diğeri "aaa bugün değil  miydi" der, hala işin gırgırındaydılar

Oğluşumla geçen günden bir hatıra
11 Mayıs'ta da kuaförler açılacakmış. Tamam da normal zamanda denetlenmeyen kuaförleri bu zamanda kim denetleyecek? 50 gündür başımızın çaresine baktık, devam edebilirdik. Ekonomik olarak çöktükleri için biraz da önceye çekildiler ama ekonomik olarak çökülmesin diye düzgün önlemler alınsaydı bu iş daha kolay atlatılırdı. Bu tabi benim kendi düşüncemdir. Eskiden de inanmıyordum. Bu saatten sonra vefat sayıları, vak'a sayıları bana hiç inandırıcı gelmeyecek.  

Çocukların çıkış günleri, saatleri düzenlenmiş, düzenleyen arkadaş bu çocukların online eğitimleri olduğunu hesaba katmamış, olur böyle şeyler, her şey gibi bu da normal.

Dün ki çocuklarımızın okulları ile ilgili çok güzel dönüşler aldım. Hepinize teşekkür ediyorum. 

Bugün Arıcı Ailesi için diğerleriyle aynıydı. Migren ile uyandığım halde pilatesle başladım, biterken Meltem uyandı. Sonra İlker Arıcı ile Hepsi Burada ve Arctimo siparişlerimizi hazırlamak üzere ofise gittik, kargoya gittik, eve geldik, İlker önce Meltem'i çıkardı, deniz kenarına götürdü, sonra Mert'i havalandırdı. Döndü.

Ben ikinci adresimde akşam yemeğini yaptım ve yedim. Hepimiz iyiyiz, gökyüzünde dolunaya 1 var ama Meltem fena değil, gece değişir mi bilemem.

Hepinize iyi geceler, selamlar...

Tugba

4 Mayıs 2020 Pazartesi

Corona Günleri 49. Gün




Corona Günleri

49. Gün


Caferli Köyünden Kara Ovay'ya bakış ve biz tabii ki
Eveetttt, Meltem'in doğum gününden sonra pek bi duygulandık hepimiz ama bugün toparlandık çok şükür. Hatta gece,  Yasemin Çay'ın kuzeni Ceren'in instagramdaki kardelen_hikayeleri 'de canlı yayına katıldım. 1.5 saat, çok yorgundum ama iyi geldi. Yaşamları paylaşmak çok güzel bence, ben kapalı kutu olmayı sevmiyorum. Hayat paylaştıkça güzel...

Pazartesi sendromu bende pek olmazdı, bugün de olmadı. Zaten evde bunalmıştık. Ofise gidip, biraz üretim yapmak güzeldi. Kargolarımızı hazırlayıp yolladık. 

Gün içinde dostum Melda E. Yalçınkaya'nın eşi Nezir'in Bahçeşehir Üniversitesi'nde webinarı vardı "Dijtalleşmenin iş ve insan üzerindeki etkisi". Diğer Konuşmacı bölüm başkanı Ahmet Aydemir'di. Bir ara şöyle dediğini duyunca sinir sistemim bozuldu. Niye diyeceksiniz?'

Lise son sınıfa gelen bir öğrencinin "illa önündeki 4 sene neyi okumasını seçmesinin erken olduğunu", üstüne de 4 yıl üniversiteyi bitirince "hemen bir işte çalışmasının erken olduğunu, ailesinin çocuğa baskı yapmamasını gerektiğini" söyledi, seveceği bir işi seçebilsin diye!!!!

Niye çıldırdın diyeceksiniz? Bizlerin 30'lu yaşlarımızda ebeveyn olduğumuzu düşünürsek, çocuklarımız bizler 50'li yaşlardayken üniversiteye gidecekler. Zaten 12 yıl zorunlu eğitim için hepimiz "2 yada 3 oda bir salon ev parası harcamışken" üzerine üniversite parası ödeyeceğiz, onlar okurken tüm gereksinmelerini karşılayacağız. Tam "hoh bitti" derken onlar evde oturmayı seçecek, Starbuck's a gidecekler, ayaklarında nike'ları üzerlerinde Les Benjamins tişörtleri, yaşamları aynen devam edecek.

Peki 55 yaşını geçen bir Türk insanını," karun" değilse artık kalan zamanında onca yıl kazandığı paraları kendi harcaması daha doğru değil mi? Zaten emekli olduğumuzda bir gelir azalması oluyor. İşte birikimle şunla bunla devam ediyorsun. 40'lı yaşlarda kazandıklarını kazanmıyorsun.

Tabii ki aman "çocukları atalım başlarının çaresine baksınlar" istemiyorum ama Üniversite Hocaları da böyle formatlamasın. Servet harcadığımız çocuklar "artık bir işe girsinler ve mümkünse arada sırada bize de bi hayırları olsun ekonomik olarak."

Kafanızı şişirdim ama eminim bir çoğunuz aynı ikilem desinizdir. Çocuklar bizi çok kullanıyor, iki arada bir deredeyiz. Para kazansınlar, bir kere de bizi bir tatile göndersinler, taksitleri onlar ödesin. Olmaz mı? Olur...

Hepinize iyi geceler diliyorum.

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...