Corona Günleri
10. Gün
Bugün güne geç başladım, gece çok iyi uyuyamadım sonra da sabah sızmışım. Üstelik te sitede olaylar olmuş, yurt dışından gelenler olmuş, onları şikayet etmişler, polis gelmiş, tüm bunlar olurken ben uyumuşum, olayları kaçırmışım.
|
Ecz. Derya, kalfaları Nilüfer ve Simay,
uzaylı hatunlarım benim, çok seviyoruz onları |
Meltem ile aynı anda kalkınca beraber kahvaltı ettik, evi, mutfağı topladıktan sonra kahve ritüeli gerçekleşti, İstanbul'dan Bilun Teyze ve Türker Amca aradı, onlarda yaşa takıldıkları için bol bol telefon görüşmesi yapıyorlarmış, haftaya görüntülü konuşmak üzere sözleştik ve kapadık sonra da Meltem'in gazını almak için kendimizi arabamıza attık. O sırada eczacımız aramıştı eldiven geldi diye, eldivenlerimizi de aldık, Derya Eczanesi çalışanlarına moral verdim, kendilerini korumak için uzaylılar gibi paketlenmişler haklı olarak, minik dua ettim "Allah sizi tüm virüslerden korusun " diye bayıldılar. Sağ olsunlar, çok yardımcılar ama çok yoruluyorlar sağlık ocağı yükünü de üzerilerinde olduğu için.
Yola koyulduk ve Kuşadası şehir içi yolları tek yön yaptılar, onu bi test edelim dedik, olmamış, çok eksik var, sosyal medyadaki tenkitler doğruymuş. Sahilde yürüyenler var, araç trafiği çok, bir de bankalar önünde sıra bekleyenler çoktu.
Aralardan Söke yoluna çıktık, aklıma Caferli Köyü geldi, bi gidip bakalım dedim, Söke yolunda çok arada kalan bir yolu var hatta sapışını kaçırmışım geri geldim ve saptım. Dağların arasında kalan bi köy. Nüfusu 100 kişi kadarmış. Ben de bu köyü geçen sene oraya yerleşen Burçin Orhon'dan duymuştum ve takip ediyordum.
|
Köy Meydanı ve doğası |
Köyün merkezi minnacık bir meydandan oluşuyor ve araştırdığıma göre köy kadınları köyü beyaza boyamışlar, evlerin etrafındaki bahçelerde saksıları rengarenk boyamışlar, ayrıca köydeki levhaları da ilginç bir şekilde yapmışlar ve boyamışlar. Minik meydanın köy kahvesi kapalıydı ancak önünde köyün çöpçüsü oturmuş dinleniyordu, selam verdik devam ettik. Köyün sonundan sonra Davutlar'a kadar şeftali bahçeleri vardı, hepsi pespembe çiçek açmıştı. Nefis bir hava vardı, kendimizden geçtik diyebilirim. Davutlar'a inince dönüş yolunda Karaova pembeye bürünmüştü. Her yerde şeftali ağaçları çiçek açmıştı. Daha fazla olabilirdi ama inşaata verenlerden yavaş yavaş azalıyor bahçeler, elimizle yazık ediyoruz.
Tüm bu güzellikler tabi Meltem'i kesmedi, bizim O'nunla gezi ritüelimiz vardı, biraz yol yapıp sonra en yakın Starbucks'a uğrayıp frapaçino içerdi, şimdi uğramayınca dönüş yolunda ayarı kaçtı, bağırıp çağırdı. Starbucks'ın kapanması bize hiççç iyi olmadı.
Turu arabadan hiç inmeden bitirip geri geldik. (Eczane dışında)
Bizim için 10. gün, bir yandan şükrediyoruz rahat bir şehirde bugünleri geçiriyoruz diye ama bir yandan da nasıl dayanacağız diye içimizi kemiren bir his var. Ölmek istemiyoruz ama Meltem gibi bir çocuğunuz olunca O'nu aylarca evde tutamayız bizi yer vallahi, ama evde olmamız gerek, kendi arabamızla bile çıksak etkileniyor muyuz bilmiyoruz. Kafam çokkk karışık açıkçası.
Hepimize Allah kolaylık versin.
İyi geceler
Tugba
CAFERLİ KÖYÜ HAKKINDA ÇOK KISA BİLGİ….
Köye gelen giden çoğalmaya başlayınca, Caferli’nin çalışkan
kadınları da kendi işyerlerini açmaya başladılar. 1 Restoran ve 2 gözleme
eviyle, Caferli’nin geleneksel mutfağı gelen misafirlere sunulurken, konuklar
değişik tatları denemenin mutluluğuyla köyden ayrılmaktadır.
Tarihe tanıklık eden
yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarının bulunduğu Caferli’de, zeytin ve zeytinyağı
yöre insanlarının en önemli geçim kaynaklarından birini oluştururken, meyve
sebze tarımıyla da Kuşadası pazarlarının aranan üreticileri durumundadır. Aynı
zamanda tarımla turizmi yan yana götürebilecek ender köylerden biri olma
yolundadır.
Caferli’nin en önemli özelliklerinden birisi zengin biyolojik
çeşitliliğidir.
Yöre insanları bile buradaki çeşitliliğin ve zenginliğin pek
farkında değildir.
Köyün hemen yanıbaşında bugüne kadar korunarak gelmiş
yüzlerce bitkinin bulunduğu koridorlarda, endemik birçok türe rastlamak
mümkündür.