29 Kasım 2022 Salı

25 Yıl, Gümüş Yıl...

 



25 YIL






Eveeett, herkese merhaba...

Bugün İlker Arıcı ile evlenmemizin 25. Yılı, Gümüş Yıl, inanılır gibi değil. Nasıl geldik bu kadar yıl hiç anlamadım. 10. Yıl için güzel bir parti düşünürken, ailemizden ölümler ile tanışınca kısmet olmadı, yapamadık derken hoop 25. yıla gelmişiz, bir de birimiz Kuşadası'nda birimiz İstanbul'da, olacak iş değil amaaaa bizim için yaşam kaynaklarımız Meltem ve Mert olunca nerede olduğumuzun hiç önemi olmaz. 

Çeyrek asır, insan yaşamının önemli bir kısmı, hele evlilikte yaşanan kısım daha da önemli. Geriye baktığımda benim açımdan pişmanlık duyduğum hiçbir anı yok gibi diyebilirim. 

İyi ki hayatım İlker Arıcı ile kesişmiş. İyi ki onun sayesinde birbirinden özel iki evladım olmuş. İyi ki beni ben yapmış, hayata karşı dayanıklı olmayı, olaylara farklı açılardan bakmayı öğretmiş, iyi ki benim koruyucu meleğim olmuş. Yaşam kaynağım benim, O'nu çok seviyorum ama sigara içmesini sevmiyorum. :)

Herkese mutlu bir gün olasını dilerim. 

Sevgiler

Tugba

 

23 Nisan 2022 Cumartesi

23 Nisan, neşe doluyor insan

 23 Nisan 2022 sabahı 4,35 sıralarında İzmir otobanında Pamukkale Turizm ile seyahat etmekteyim. 80'lerde Kuşadası'na tek gidiş geliş yoldan Pamukkale Turizm ile gidip gelirdik. Her bir seferi bir olay olurdu. Kliması çalışmazdı, geç kalırdı, yolda bozulurdu, en kötüsü manyak bir şoföre denk gelirsek 1 yolculukta 3 kere radar cezası aldığımız hatırlıyorum. 


Bir keresinde Kuşadası'nda hava harikaydı, o gün Banu ile denizden çıkmak bilmedik. akşam otobüse binmeden önce   incecik bir örnek elbiselerimizle döneceğiz diye  tutturunca annem "ne haliniz varsa görün"dedi ve yolculuğa çıktık.  Kuşadası İstanbul arası hava ikiye ayrılır, Akhisar öncesi ve sonrası; Kuşadası'ndan Akhisara'a kadar hava gayet güzeldir, sıcaktır ama Akhisar'ı geçice işler değişir, hava giderek soğur, Balıkesir'den sonra çorap, hırka şart olur. O gece dönerken Akhisar'a kadar her şey iyiydi ama sonrası annemden ilk önce çorap sonra hırka sonra eşofman istedik, anneciğim hep hazırlıklıydı. Sabah İstanbul'a vardığımızda elbiselerimizin üzerine giydiklerimiz çok komikti, kat kat...Çocuk olmak böyle bir şeydi. 

Pamukkale Turizm hatıraları yada travmaları hala kafamda canlı, 35-40 sene öncesi, nerden geldi şimdi sabahın köründe derseniz, 25 senedir otobüs yolculuğu yapmamıştım bu geceye kadar, 80'lerden bi farkı yeni otobanda gitmem, Pamukkale gene aynı, adam bir ara fazla hızlı gitti, sonra sağa çekti 10 dk bekledi, biraz önce uyukluyordum, bir yalpaladı uyandım. Otobüs inanılmaz eski, umarım 2 saatlik yolum var, eve varabilirim. 

"Ya  Tuğba niye uçaktan vaz geçtin" diyorsunuzdur, parası pek farklı değildi, indi bindi yapmayayım dedim, gece 12 de biner sabah 6 da orda olurum rahat rahat dedim ama dönüşte uçak paklar beni...

Çocuk olmak çok güzel, 23 Nisan kutlu olsun hepimize...

Tugba

19 Nisan 2022 Salı

İstanbul'da Nisan Sabahı Metrobüs


İstanbul'da Nisan Sabahı Metrobüs 

Bu sabah yamurlu gene , nisan ayı normalde yağmurlu olur ama keşke güneşli olsaydı.  


Metrobüse yürüdüm ve ilk gelene attım kendimi, insan  metrobüse binmeden oturacağı yeri hedeflerse orada oturuyor. Mesela Söğütlüçeşme'den binersem 3. Kapı girişinde sağdaki tekli koltuk, Fikirdepe'den binersem 1. Kapı en ön yada bir arkası teklilerden biri

Ha diyeceksiniz akşam ne yapıyorsun dolu geliyor çünki, onda da 2. Kapı sağdaki teklilerin önünde durmak, genelde orada oturanlar Mecidiyeköy'de iniyor, hoop bende oturuyorum hedefimdeki koltuğa.

Bugün karşımdaki 1,5 kişilik anlamsız koltuğa bir kadın oturdu, kulağında denizanası figürlü taşlı küpe, kalamarlı olsa hadi anlayacağım, yiyince güzel ama deniz anası ne yaw, ıyyy hiç sevmem, kalan herkesin kulağında kulaklık bi şeyler bakıyorlar. Ben de bu yazıyı yazıyorum spotifydan Simly Red dinleyerek. Boğaziçi köprüsünü geçerken boğazı tepeden süzmek harika ama bugün camlar buğulu  bir şey gözükmüyor.

İçimden geldi yazdım, sizinle paylaşayım duygularımı dedim. 

Harika bir gün olması dileğiyle...

Tugba


2 Şubat 2022 Çarşamba

 1 ay bitti...


Eskilerin sözüyle "her geçen gün eskiyi arar hale gelmek". Ben aslında eskide yaşamak istemiyorum, eskiyi hatırlayıp "bunu şunu bu kadara alırdık, şurada yemek yerdik" demek istemiyorum ama 1 ayda geldiğimiz sonuç: Evde elektrik kullanmaya korkar olduk, dışarı yemeğe çıkamıyoruz, her markete gidişimizde yeni fiyatlarla dehşete kapılıp geri dönüyoruz. 


Dün Migros'tan indirimli yumurta aldım. Üzerinde "son tüketim tarihi yaklaşan ürün" diye ibare vardı. Ayol yumurta yahu. 50 yaşıma 6 ay kala bu durumlara düşmek istemezdim.

Ülkemizin hiçbir ferdi bunu hak etmiyor ama belli bir kesim cahillikten sadece ekmek ile beslenir hale geldikleri için algı sıkıntısındalar, ekmek şekere, şekerde beyinde morfin etkisi yaptığı için önümüzdeki ay ekmek için mi para bulacak yoksa elektrik için mi farkında değil bu arkadaşlar. 

Şu an masamda çalışırken bu lafları yazma ihtiyacı duydum. "İhracat ile şaha kalkacaz" deniyor, 6 aydır da sıkı bir ihracat çalışması içindeyim ama zorluklar diz boyu;  ihracat için ülkemize güven duyulması gerek, ekonomimizin güçlü olması gerek, para sıkıntısı, kredi sıkıntısı içinde olmamamız gerekiyor. Uluslararası kredi notumuz yerlerdeyken adamlar niye bize güvensin. 

Allah hepimize yardım etsin ama bu yılda zor geçeceğini daha ilk aydan kanıtladı. 

Sevgiler herkese...

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...