21 Kasım 2019 Perşembe

18'e 6 ay kala... (İlk Bölüm)



18'e 6 ay kala... (İlk Bölüm)

Geçen haftalarda Otizmli çocukları yuhalayan vicdansızları görünce sizlerle bu zamana kadar başımıza gelen güzel ve kötü anları paylaşacağıma söz vermiştim. Uzun bi yazı olacağı için bir kaç bölümde yazacağım.  

O gün bugün, haydi başlayım:

Normal doğum için bekleşirken 40. haftaya ulaşan Meltemiko, 3 mayıs 2002'de suyum azaldığı için öğleyin acilen saat 2'de sezeryan ile doğdu yada doğurtuldu. Hatta doğuma giderken kendimi çok yetersiz hissetmiş ve normal doğumu beceremedim diye çok ağlamıştım. (mahalle baskısı!)

Meltem 57 günlük
Meltem doğdu, hemşire foşur foşur yıkadı, ben kendime geldim ve sonunda kızıma kavuşmuş oldum ancak o gün özellikle rahmetli annemin yüzü çok düşüktü. İnsan hisseder ya, "Meltem çok mor sanki havasız kalmış gibi, niye böyle bu bebek" diye bir kaç kez tekrarladı ama ne hemşireler bir şey dedi, ne doktorlar. 3 gün sonra çıktık eve geldik ve Meltem'in rengi ancak 10 gün sonra kendine geldi, pembeleşti. 

O zamanlarda daha bebek gelişimi ile ilgili kitaplar yeni çıkmaya başlamıştı, biz de tabii ki hemen gidip aldık ve okumaya başladık. Aylar geçiyordu ama Meltem'in gelişmesi kitapla hiç uyum sağlamıyordu. İçinizden endişelisiniz ama doktorlar normal, arayı kapatır gibi yorumlar yapıyorlardı. Buna karşılık Meltem ne konuşabiliyor, ne işaret parmağı ile objeleri gösteriyor ne de emekleyebiliyordu hatta oturamıyordu desteksiz.  Farkına daha sonra vardığımız CP'si olduğu için tek kolu üzerinde emeklemeye başlamıştı  ve ancak 2,5 yaşında tam olarak yürüme becerisini kazanabilmişti. 

Hayalim hep çocuklarıma ana dilleri gibi ingilizce öğretmekti ancak Meltem ingilizce değil, Türkçe bile öğrenemedi ve hiçbir zaman konuşmadı. 

10 ay sonra oğlumuz Ali Mert'e hamile kaldım, hem iş, hem Meltem, hem hamilelik, hepsini bir arada götürüyordum. Annem gündüzleri Meltem'e bakıyor ama hep endişeli duruyordu.

Hamileliğimin 37. haftasında çok sevdiğimiz aile dostlarımız bir pazar günü bize çaya geldiler. Onların da Meltem ile aynı zamanlarda doğan kızları vardı. Ertesi gün beni arayıp Meltem'de gelişim geriliği olduğunu ve acilen doktora götürmemiz gerektiğini  ve o zaman Ankara'dan gelen ünlü bir Pedagogtan randevu alabileceklerini söylediler. Bu arada beni incitmemek ve kırmamak için yanlış bir anlama olmasın diye olağan bir çaba harcadılar ancak ben o gece sancılandım ve sabahleyin 7'de Ali Mert'i kucağıma aldım. Hüzünlü bir doğumdu, hava çok kötüydü, kimseler ziyaretimize gelemedi, bi de üstüne çarşamba günü annem ve İlker Meltem'i doktora götürüp geldikten sonra hüzün daha da arttı. Perşembe sabahı sünnet olan Ali Mert'e sevinemedik bile...

Eve döndükten sonraki 7 ayı hayal meyal hatırlıyorum. Aklımda kalanlar rahmetli Ülker Yaşin'i aramamız ve eğitimlere başlamamız ve konuya hakim olan bi doktoru bulabilmek için İstanbul'un önemli sayılabilecek tüm doktorlarından randevu almak, gitmek, gelmek, çok zor günlerdi bizim için. Bu arada MR'lar çekildi, kan tahlilleri, EEG çekimi, inanılmaz bir tempoydu, Meltem'i götürdüğüm her yere Ali Mert'te geliyordu çünkü adamı emziriyordum. Annem sağolsun hep yanımdaydı. 
O 7 ay, Yaygın Gelişimsel Bozukluğun ne anlama geldiğini keşfetmeye çalışmakla geçen bir süre; şok, acı, yetersizlik, kabul edememe,  hafızamda pek bi şey yok açıkçası...

Kesin teşhis konulduğu  zaman Meltem 20 aylıktı. Çok küçüktüüüü.... Yıl 2003 ve internet daha çok çok yavaş ama bir yandan da araştırmalara devam ediyorduk. Fizik tedavi için gittiği yerde Duyu Bütünlemesinin bu çocuklarda çok faydalı olduğunu öğrendik, Türkiye'de bu terapist getirmiş ama evde de devam edebilmemiz için ne gösteriyor ne de şurdan bu aleti alabilirsiniz diyor, o kıza hakkımı helal etmiyorum. Bizde internette araştır araştır Denver'da bu konu ile ilgili bir klinik bulduk.  Ben, Ülker Yaşin ve internet sayesinde materyallerin hepsini buldum ve aldım. 

Denver'a dönecek olursak  yapılan tedavi odaklanmayı arttıran bir ışık tedavisi ve duyu bütünlemesi, yani uzayda bir yer kapladığını farkına varmasını sağlayan bir tedavi şekli,  kafamıza yattı ama nasıl gideriz ne yaparız derken  bir akşam NewYork'ta Kıbrıs Büyükelçisi olan Reşat Amcaları aramaya karar verdim, telefonlara genelde Gaye Teyze cevap verirdi ancak o gün dışardaymış, Reşat Amca açtı ve ben derdimi anlatınca az ve öz konuşan Reşat Amca "hemen gelin ne bekliyorsunuz" dedi. Biz vize, uçak biletleri, otel falan derken 12 Şubat günü NY'a uçtuk. Ordan da Denver'a ve 15 gün süren bi ışık ve hareket tedavisi almaya başladık. 

Ne tesadüf ki o hafta Amerika'da Otizm haftasıydı ve her gün TV'lerde Otizm konusu işleniyordu. Bu aslında bize,  bu hastalıkta nerede olduğumuzu, İstanbul veya Denver'da tedavi edilebilme şansımızın olmadığını, beslenmesine ve özel eğitimine önem verip gelişimini yükseltmemiz gerektiğini anlamamızı sağladı. İnsan böyle hastalıklarda bi Amerika'ya gideyim daha iyisine sahip olayım der ya biz de ne kadar çaresiz olduğumuzu ve bundan sonra neler yapmamız gerektiğinin farkına vardık. 

1 ay Amerika'da kalıp, Meltem'in ihtiyacı olan Duyu bütünleme araçlarından tutun da Meltem için uygun baston puset gibi birçok şeyi alıp döndük.

İlk bölümü toparlayacak olursam biz gene şanslı insanlardık, etrafımızda bizi incitecek kimseler olmadı bu zaman diliminde, aksine yardım etmek için destek olmak için bizlerle idiler. Başta rahmetli annem, bize Meltem'deki rahatsızlığı söyleyen ve doktorla buluşturan aile dostlarımız, Gaye ve Reşat Amcalar, uçak biletlerimizi almamızı kolaylaştıran Fatoş Abla ( o zaman Amerika bileti almak özel bir durumdu) bize gereken tüm desteği sağladılar. Bu arada çok yakınınız olup durumu anlayıp bize söylemeyenler de vardı bunu atlamayayım! Bide terapist kız! Bunlar kötü örnekler.
Otizmli bir bebeğe, anne ve babasından başka kimse bakamaz ancak çevresindekiler hayatlarını kolaylaştırabilirler. Bu bizler için en büyük destek. 

2 Kasım 2019 Cumartesi

Tuğba'nın Ajandası: İlk Günler...

Tuğba'nın Ajandası: İlk Günler...: Yazımı geçen hafta yazmam gerekiyordu ancak 2 tır dolusu eşyayı açmak 10 günümüzü aldı hala açılmayan kolimiz var. Taşınmak zormuş. Hiç...

Tuğba'nın Ajandası: 1.Ay Sonuna Bakış

Tuğba'nın Ajandası: 1.Ay Sonuna Bakış: 1 ayın sonunda…. İlker ve Tuğba… Evet ilk bir ayımız nasıl geçti anlayamadık. Her taşınan bu kadar hızlı koli açıp yerleşiyor mu bil...

Tuğba'nın Ajandası: Yaz sonunda biz…Evet Kuşadası’na taşınalı nerd...

Tuğba'nın Ajandası:


Yaz sonunda biz…
Evet Kuşadası’na taşınalı nerd...
: Y az sonunda biz… Evet Kuşadası’na taşınalı nerdeyse 3 ay oldu, nasıl geçti pek anlamadık açıkçası, yaz olmasından dolayı, deniz...

Tuğba'nın Ajandası: Batumi...Sarp Sınır KapısıEvet Kuşadası'na taşın...

Tuğba'nın Ajandası: Batumi...

Sarp Sınır KapısıEvet Kuşadası'na taşın...
: B atumi... Sarp Sınır Kapısı Evet Kuşadası'na taşınmamızın en önemli nedenlerinden biri de her yıl değişik şehirlere ve ülkelere z...

Tuğba'nın Ajandası: Sonbahar...Frankfurt Book FairHerkese merhaba.....

Tuğba'nın Ajandası: Sonbahar...


Frankfurt Book FairHerkese merhaba.....
: Sonbahar... Frankfurt Book Fair H erkese merhaba... Sonbaharı Kuşadası'nda karşılamak çok güzel...  İyi ki İstanbul'dan ta...

Tuğba'nın Ajandası: Merhaba, Bu sefer size biraz Kuşadası'ndan bahse...

Tuğba'nın Ajandası:
Merhaba, 
Bu sefer size biraz Kuşadası'ndan bahse...
: M erhaba,  Bu sefer size biraz Kuşadası'ndan bahsetmek istiyorum. Geleli 6 ay oldu ve biz buraları çok sevdik. Bazılarına göre Ku...

Tuğba'nın Ajandası: Yılbaşı3 Gün sonra 2019' a merhaba diyeceğimiz ş...

Tuğba'nın Ajandası: Yılbaşı

3 Gün sonra 2019' a merhaba diyeceğimiz ş...
: Y ılbaşı 3 Gün sonra 2019' a merhaba diyeceğimiz şu günlerde yurdumuzu soğuk hava dalgası sarmış durumda, Ege'de 10 derecenin altı...

Tuğba'nın Ajandası: Yağmur...Yağmur... daha Yağmur...MerhabaMelt...

Tuğba'nın Ajandası:
Yağmur...Yağmur... daha Yağmur...

Merhaba


Melt...
: Yağmur...Yağmur... daha Yağmur... Merhaba Meltem ve Ben Bu yağmur sarmalından ne zaman kurtulacağız bilmiyorum ama artık toprak s...

Tuğba'nın Ajandası: Nihayet Bahar Geldi...2 aydır yağan yağmurdan, d...

Tuğba'nın Ajandası: Nihayet Bahar Geldi...

2 aydır yağan yağmurdan, d...
: Nihayet Bahar Geldi... 2 aydır yağan yağmurdan, depresif havalardan yazı yazacak halim yoktu açıkçası, zaten bu zamanı da gene hastane, İs...

Tuğba'nın Ajandası: Kuşadası'nda Yaşam Nasıl?Buralarda yaşam gayet i...

Tuğba'nın Ajandası: Kuşadası'nda Yaşam Nasıl?

Buralarda yaşam gayet i...
: Kuşadası'nda Yaşam Nasıl? B uralarda yaşam gayet iyi ve sağlıklı, havalar ne kadar kendini tam bulamasa da bol oksijen, denizin kena...

Tuğba'nın Ajandası: 1. Yılımızda Herkese İyi Bayramlar...Eveeettt...

Tuğba'nın Ajandası:


1. Yılımızda Herkese İyi Bayramlar...

Eveeettt...
: 1. Yılımızda Herkese İyi Bayramlar... Eveeetttt, bu perşembe Kuşadası'na yerleşmemizin 1. yılı dolacak. Bir çok kişi merak ediyor h...

Tuğba'nın Ajandası: Dilek Yarımadası / Milli ParkBugün hava çok sıca...

Tuğba'nın Ajandası: Dilek Yarımadası / Milli Park

Bugün hava çok sıca...
: Dilek Yarımadası / Milli Park Bugün hava çok sıcaktı ve artık sitemizin havuzu çok kalabalık olduğu için kendimizi deniz kenarına atalı...

Tuğba'nın Ajandası: Güneşli bir hafta sonundan merhaba,3 aydır hi...

Tuğba'nın Ajandası:


Güneşli bir hafta sonundan merhaba,

3 aydır hi...
: Güneşli bir hafta sonundan merhaba, 3 aydır hiç yazı yazacak zamanım olmadı ama bugün, bu yılın bitmesine 2 ay kaldığını fark ettim ve...

Güneşli bir hafta sonundan merhaba,




Güneşli bir hafta sonundan merhaba,

3 aydır hiç yazı yazacak zamanım olmadı ama bugün, bu yılın bitmesine 2 ay kaldığını fark ettim ve yazmalıyım dedim. 

Güzel bir yaz geçirdik sevdiklerimizle beraber ancak yaz sonu Kayın validem Türkan Sultan'ın sağlığının kötüleşmesiyle tüm neşemiz kaçtı. Kuşadası - İstanbul arası mekik dokuduktan sonra 10 Ekim sabahı O'nu kaybettik. Annemden sonra bana çok ağır geldi açıkçası, hayatımın 23 yılında her zaman yanımda olan O  güçlü insan artık yoktu. Ne şanslıyım ki hem annem hem kayın validem benzer özelliklere sahiplerdi; kafasına koyduğunu en iyi şekilde yapan, becerikli, hırslı, sevecen, çok iyi insanlardı ikisi de, ha içinizden hiç mi seni sinir eden yanları olmamıştır diye düşünenler olabilir evet olmuştur ama o kadar az ki hatırlamıyorum bile.Nur içinde uyusunlar Güçlü Kadınlarım...

Frankfurt ve en sevdiğim gül rengi
Arıcı Ailesi  ise Mert ve Meltem'in okullarının başlamasıyla kış sezonuna girdi. Mert her gün bir vızıltı ile okula gidip geliyor, bazen nasıl ben bu çocuğu bu kadar doyumsuz, hiçbir şeyden mutlu olmayan, kapitalizmin esiri bir hale getirdim anlayamıyorum ama acı çekiyorum, bu yetmediği gibi  bizim yaşta çocukları olan arkadaşlarımdan da hep aynı şikayetleri duymak beni açıkçası üzüyor. Hem bize yazık hem çocuklarımıza... Büyüklerimiz ne derdi? Benim yaşıma gelince anlayacaksın ama geç olabilir....Neyse derin konular...

Meltemiko iyi ama İstanbul'a gitmekten pek mutlu olmadı, artık Kuşadası O'na daha iyi geliyor. Buranın havası, suyu daha mutlu ediyor O'nu. Yeni hafif bir tekerlekli sandalye aldık artık daha rahat etrafı gezmeye devam edeceğiz. Bu arada kendime Türkiye Karayolları Haritası aldım, oradan yakın çevre gezilecek yerleri bulup gezeceğim. Daha sonra sizlerle paylaşırım.

İlker Arıcı, daha iyi olmaya çalışıyor, tabii ki anne baba kaybı ağır, hemen iyi olmak zor ama güçlüdür Arıcı, iyi olacak.

Ben, ben, ben.... 

1 yıl işlerime çok ağırlık verememiştim, ağırdan alıyordum ancak gene bir Frankfurt Book Fair geldi ve bu sene çok daha başarılı bir fuara imza attım. Yeni bağlantılar sağladım. Bana bi gaz geldi, şimdi Ağustos sonunda kiraladığım ofisimde hem Yurtdışı pazarında matbaa işlerime devam ediyorum hem de 5 sene önce kurduğum Partifikirleri.com sayfamın yapısını değiştirerek yeni bir konsepte geçmek için hazırlıklarımıı sürdürmekteyim. 

Bu arada Kuşadası'nda olmaktan hala çok mutluyum. Bizim mahalleye doğalgazda geldi. Sanki bizden sonra biraz buralar göç aldı ama ne yapalım yer güzel. Yaşamak rahat, havası temiz ve insanın sabahları mutlu uyanıp yataktan çıktığı bir yer. 
Egeli deyimiyle "seviyom ben burayı".

Hepinize sevgiler diliyorum.

Tugba

Drupa

 Drupa... 16 Yıl Matbaacılar için Drupa Fuarı ayrı bir anlam taşımaktadır. Babam, 1976 yılından itibaren 2016'ya kadar hepsini ziyaret e...